Göztepe uzun zamandır eksik kadrosuyla ligi bitirmeye çalışıyor. Düşme hattından uzak, Avrupa kupalarına da yine aynı şekilde uzak. Yani iki arada bir derede mücadelesini sürdürüyor. Oynanacak maçlar içerisinde en çantada keklik olan rakip Hatayspor'du. Lige veda eden Hatay temsilcisi ile İzmir'de yapılacak maç, herkese kolay göründü.
Oysa ki her şey güzel başlamıştı. Göztepe taraftarına sözü olan Levent Yüksel, bu kez Gürsel Aksel Stadı'ndaydı. Bence kendisi daha önce hiçbir konserinde böyle bir eşlik edilme görmemiştir. Hep bir ağızdan söylenen 'Med-cezir' tüyleri diken diken etti. Bu gazla üzerine Kubilay Kanatsızkuş'un golü gelince daha da bir rahatlık oluştu. Kubilay için daha önce söylediğim gibi ayrı bir parantez açmak istiyorum. Son sakatlığından sonra dönüşü gerçekten muhteşem oldu.
Bu arada biz farkın açılmasını beklerken ibre tersine döndü. Gelmeyen ikinci golün üzerine beraberlik sayısı yendi. İkinci yarı her şey değişir diye bekledik. Ancak unuttuğumuz bir şey var. O da Göztepe'nin sınırlı kadrosu. Ahmed Ildız'ın yavaş hareket etmesi ve Tijanic'in yorgun görünmesi skor üretmeyi zorlaştırdı. Rakip 10 kişi kaldıktan sonra kaçan goller cabasıydı. Şanssızlık mı, yoksa beceriksizlik mi; bilemedim. Maç berabere bitti. Göztepe, rakiplerinin puan kaybettiği haftada büyük bir fırsat tepti.
Kafama takılan tek soru ise; Hataysporlu futbolcuların vakit geçirme isteğiydi. Ligden düşen takımın beraberlik için bu kadar yerde yatması biraz tuhaf geldi. Kırmızı kart gören Hataysporlu Strandberg'in sahayı terk etmemek adına hakemin gözlerinin içine bakarak dakikalarca bandajını sökmesi maçın önemli anları arasındaydı.
Her durumda Göztepe kazansa iyi olacaktı. Ama bu şartlar altında yenilmemesi iyidir diye düşünüyorum. Çünkü ligde bulunduğu konum gayet yeterli.