Amerika Birleşik Devletleri’nde yapay zeka uğruna başlayan yeni “altına hücum” bir anda ülkenin en stratejik sektörü olan elektriği Big Tech’in radarına soktu. ABD basınında yer alan haberlere göre Google, önümüzdeki yıllarda on binlerce yeni elektrikçiyi yetiştirmek için sendikalarla birlikte 10 milyon dolar hibe ayırdı. Aynı pakette, hâlihazırdaki ustalara ek eğitim ve çıraklık programları da var. Amaç, 2030’a kadar elektrikçi havuzunu % 70 büyütmek.

Peki neden? Çünkü veri merkezleri Amerika’nın elektrik zekâtını yutmaya hazırlanıyor: Enerji Bakanlığı destekli bir çalışmaya göre sadece üç yıl içinde veri merkezlerinin ülke elektrik tüketimindeki payı üçe katlanıp yüzde 12’ye fırlayabilir. Yapay zeka modelini “beslemek” ile tost makinesini fişe takmak aynı şey değil; devasa sunucular 7/24 soğutma, yedekli kapasite ve kesintisiz güç istiyor.

Özel sektörün telaşı Beyaz Saray’da da karşılık buldu. ABD Başkanı Donald Trump, izin süreçlerini hızlandırmak için “Ulusal Enerji Acil Durumu” ilan etti. Artık yeni santral ve iletim hattı projeleri çok daha kısa sürede onay alabilecek. Bu, Big Tech’in güç açlığını dindirmek için devlete el kaldırmasından ibaret değil; aynı zamanda kamu erkini dönüştüren bir lobi başarısı.

Yapay zeka çağının enerji açlığını karşılamada nükleer enerji yeniden sahneye çağrılıyor. Microsoft’un Constellation ile imzaladığı 20 yıllık anlaşma, 1979’daki talihsiz kazayla hafızalara kazınan Three Mile Island reaktörünü 2028’e kadar yeniden devreye sokacak. 835 MW’lık karbon-sıfır kapasite doğrudan Microsoft veri merkezlerine gidecek. “Dekarbonizasyon” maskesiyle pazarlanan bu hamle, aslında YZ devlerinin “temiz” ama devasa baz yük arayışının en çarpıcı örneği.

Google’ın beyaz kitabı küçük modüler reaktörlerden (SMR) gelişmiş jeotermale, hızlandırılmış izinlerden maliyet aşımı garantilerine kadar bir dizi politika önerisi içeriyor. Yani teknoloji devleri artık yalnızca enerji tüketicisi değil, enerji politikası yazarı.

Bu gelişmeler, “enerji kamu malıdır” ilkesini sorgulatıyor. ABD’de özel şirketler kendi tüketimleri için düzenleyici süreci şekillendirirken, bedelini nihayetinde vergi mükellefi ve elektrik faturası ödeyen vatandaş üstlenebilir. Yapay zekaya dayalı ekonomik büyüme elbette önemli, fakat kamu yararı mı, hissedar kârı mı? Soru burada.