İnsanların sağlıklı yaşayabilmesi için yeterli ve dengeli beslenmesi gerekir. Vücudun bağışıklık sisteminin güçlenebilmesi için özellikle bebeklerde ve fiziksel ve ruhsal gelişimlerinin sağlanabilmesi gereken çocuklarda ve yaşlılarda bu daha da önemlidir. Ekonomik krizden en çok etkilenen kesim çocuklar oldu. Yeterli ve dengeli beslenebilmeleri bu koşularda imkansız. Bırakın dengeli ve yeterli beslenmeyi karın doyurmak artık çok zor. Nüfusu 4 milyon 321 bin olan İzmir’in bence en az 2 milyonu yoksul,1 milyonu açtır. Ancak 1 milyonu dengeli ve yeterli besleniyordur. Çünkü 2022 yılı ağustos ayı açlık sınırı 6.839.64 TL. yoksulluk sınırı 22.442 TL.( TES-İŞ Türkiye Enerji Su ve Gaz İşçileri Sendikası.) Çocukların sağlıklı beslenmeleri bir yaşamsal hak. Fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı toplumların oluşabilmesi çocukların hak ettikleri gibi beslenmelerine bağlı. Devlet çocukların bu hakkıyla ilgili düzenleme yaparak onların en azından bir öğün okullarda sağlıklı beslenmelerini sağlamalıdır. Çocuklara bir öğün düzenli yemeğin parası bütçe adaletli dağıtılsa çok rahat bulunabilir. ÖVDER (Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği) İzmir Şubesi çocuklara okullarda bir öğün yemek verilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’na ulaştırılmak üzere imza kampanyası başlatmış, kampanya 40 bin imzaya ulaşmış. Konuyla ilgili yapılan basın açıklamasında şöyle deniliyor: “Yeni bir eğitim öğretim yılı bir yığın sorunlarla birlikte açıldı. Eski sorunları çözemeyen bakanlık, yeni sorunlar yumağı ile öğrenciyi, veliyi ve öğretmeni baş başa bıraktı. Yıkılıp, yapılamayan okullar, istediği okula yerleştirilmeyen öğrenciler, barınacak yer bulamayan gençler, servis parasını veremediği için çocuğunu okula gönderemeyen veliler, kariyer sınavı ile bölünmeye çalışılan öğretmenler, yeni eğitim öğretim yılına hangi düşünce ile başlayabilir? Milli Eğitim Bakanlığı çocuklarımızın önüne yeni ders kitaplarını koyuyor. Ama çocuklar, çanta, defter, kalem, giysi gibi birçok okul masrafını karşılayamıyorlar. Krizin yükü altında ezilen veliler, kayıt parası, katkı payı, tören parası gibi adlar altında istenen paraları ödemeye zorlanıp bu yetmiyormuşken veli, ekonomik krizde çocuğunun beslenme çantasına ne koyacağını kara kara düşünüyor. Artık ekmek arası da olmuyor. Öğrencilerimizin dengeli beslenmesi çok önemli ama bakanlığın böyle bir derdi yok. Biz ÖVDER olarak, sanal başlattığımız ve kırk bini aşan imzayı geçen çalışmamızı;  “Dengeli ve sağlıklı bir nesil yetişmesi için okullarda bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek verilmesini, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2019 yılında bu yönde aldığı kararın yeni eğitim öğretim yılında uygulamaya geçirilmesini talep ediyoruz” başlığı ile İzmir’in ilçelerinde imza masaları kurarak, velilerimize ulaştırarak Milli Eğitim Bakanlığı’nın vermiş olduğu sözü yerine getirmesini istiyoruz. Bu talebimiz yüzden fazla ülkede gerçekleştiriliyor. Bizim ilk onda olduğumuzu söyleyenler, bu taleplerimizi duymuyor, görmüyor, yerine getirmiyor. Okullarda bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek, çocukların okula devamlılığını sağlar, beslenme bozukluklarının engellenmesini ve sağlıklı yemek yeme alışkanlığının kazanılmasını sağlar, ekonomik krizlerde oluşan toplumsal dengesizliğin çocuklara yansımasını minimuma indirir, sağlıklı beslenme ile eğitimde başarı artar, çocukların algılamaları gelişir, dengeli bir toplumun gelişmesine önemli katkılar sunar. https://chng.it/5SwfSZJkjD Bu nedenle talebimiz geleceğimiz olan çocuklarımız için çok önemlidir. Hemen bu öğretim yılında başlanmasını talep ediyoruz. Bu çalışmaya; BORKAD (Bornova Kadın Derneği) ve BEKEV (Buca Evka-1 Kadın Kültür ve Dayanışma Evi Derneği) destek vermektedir. ÖVDER Şube Başkanı Behram KAYA Sevgili çocuklarımız için bu kampanyaya bir imzayla destek olalım. Okullarda bütün çocuklara  düzenli olarak günde bir kez olsun yemek verilmesi, çocukların sağlığını kurtarmasa da hiç yoktan iyidir. 1993’te Zonguldak İl Tarım Müdürlüğü’nde çalışırken Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne sunduğumuz proje doğrultusunda okullarda veliler ve öğrencilerle beslenme eğitimi çalışmaları yapılan ve 2 yıllık bir proje yaparak bütün okulları dolaşmıştık. Çalışma hayatım boyunca yaptığım, en önemli ve verimli projelerden birisidir. Çocukların beslenme açısından durumları çok vahimdi. Okullardaki bakımsız pencerelerinden soğuk giren sınıflar, kırık dökük masalar ve sandalyeler hala gözlerimin önünde. Çocuklar o zamanlar okulda derslere aç giriyordu. Şimdi bu ekonomik krizde ne haldeler düşüncesi bile insanın yüreğini acıtıyor. Dünyadaki bütün çocukları kendim doğurmuş gibi hissediyorum. İşte bu yüzden onların geleceği için “Bu diyar baştan başa” diyerek bu yaşımda hala yerel tohum vb. çalışmalar yapıyor, yazılar yazıyorum. Bu çocuklar hepimizin çocukları. Haydi gelin bu kampanyayı çok büyük rakamlara ulaştırarak Milli Eğitim Bakanlığı’na sesimizi daha yüksek duyuralım. Hepinize yemek yerken empati kurarak aç yatan çocukları hissetmenizi öneriyorum. Her konuda olduğu gibi bu konuda da umudumu yitirmeyeceğim. Yeter ki çocuklarımızın geleceği için dayanışma içerisinde güç birliği yapalım. İnanın kazanımlarımız çok olacaktır. Bizler çok güçlüyüz ama gücümüzün farkında değiliz, bunu unutmayalım. Çocuklarımızın tüm yaşamsal haklarının gözetildiği ve onlara verildiği, hak ettikleri gibi yaşadıkları günler umuduyla dünyadaki bütün çocukları sevgiyle kucaklıyorum.