Hepimiz zaman zaman trafikte, iş yerinde ya da evde öfkeye kapılabiliyoruz. Ancak bu duygunun kontrolsüz biçimde dışa vurulması, hem kişinin kendisine hem çevresine zarar verebiliyor. Medicana International İzmir Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Klinik Psikolog Burçin Deniz, öfkenin aslında doyurulmamış istekler, karşılanmayan beklentiler ve istenmeyen sonuçlara verilen duygusal bir tepki olduğunu belirterek, kontrol altına alınmadığında ciddi sorunlara yol açabileceğini vurguladı.
Öfke, altında birçok duyguyu barındırabilir
Klinik Psikolog Burçin Deniz’e göre öfke, buzdağının yalnızca görünen kısmı. Yüzeyin altında üzüntü, hayal kırıklığı, yalnızlık, haksızlığa uğrama ve anlaşılamama gibi derin duygular yatıyor. Deniz, kişi engellendiğinde, utanç duyduğunda ya da görmezden gelindiğinde öfkenin bir savunma mekanizması olarak ortaya çıktığını belirterek, önemli olanın bu duygular üzerinde kontrol sahibi olabilmek olduğunu ifade etti.
Öfkeniz sizi etkisi altına almasın
Öfkenin ne zaman bir problem haline geldiğine de değinen Deniz, kişinin öfkelendiğinde kendisini kontrolsüz hissetmesi veya daha sonra pişman olacağı davranışlarda bulunması durumunda profesyonel destek almasının gerektiğini söyledi. Yanlış başa çıkma biçimlerinin öfkeyi daha da derinleştirdiğini dile getirerek, öfkeyi bastırmanın, başkasına yöneltmenin ya da pasif-agresif davranışlarla göstermenin en sık yapılan hatalar arasında olduğunu belirtti.
Üç adımlı öfke yönetimi
Deniz, öfke anında uygulanabilecek pratik bir yöntemi şöyle özetledi:
Rahatlayın: Öfkelendiğinizde bulunduğunuz ortamdan kısa süreliğine uzaklaşın, nefes alın. Bu size durumu daha mantıklı bir çerçeveden değerlendirme fırsatı verir.
Durumu Yeniden Değerlendirin: Öfkeli düşüncelerinizi gözden geçirin. “Ben haklıyım, sen haksızsın” yaklaşımının öfkeyi beslediğini unutmayın.
Tepki Üretin: Karşınızdakiyle konuşurken sakinliğinizi koruyun. Ölçülü bir ses tonu kullanın, alaycı ya da tahrik edici vücut dili ve jestlerden kaçının.