Tekirdağ’da yürütülen bilimsel bir projeyle üzüm posasından yüksek katma değerli “tek hücre yağı” üretildi. Çalışmada, Velimeşe’de geleneksel yöntemlerle üretilen bozadan izole edilen yerel bir maya türü kullanıldı.

TÜBİTAK destekli akademik çalışma

Namık Kemal Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri tarafından hazırlanan “Üzüm Atığından Mayalar Kullanılarak Yağ Üretimi” başlıklı proje, TÜBİTAK 1001 Programı kapsamında destek almaya hak kazandı. Proje, Prof. Dr. Tuncay Gümüş yürütücülüğünde; Doç. Dr. Deniz Damla Altan Kamer, Doç. Dr. Gülce Bedis Kaynarca, Prof. Dr. Murat Taşan ve Dr. Emel Yücel’in katkılarıyla hayata geçirildi.

Yerel maya ile mikrobiyal yağ üretimi

Araştırma ekibi, 2024 yılından bu yana sürdürdüğü çalışmalar sonucunda, üzüm posasının mikrobiyal yöntemlerle yağ üretiminde etkin şekilde kullanılabileceğini ortaya koydu. Velimeşe bozasından elde edilen yerli ve endemik maya türleri, yağ üretim sürecinin temelini oluşturdu.

Uluslararası yayın ve patent hazırlığı

Çalışmanın sonuçları, uluslararası hakemli Journal of Food Measurement and Characterization ile ACS Omega dergilerinde yayımlandı. Prof. Dr. Tuncay Gümüş, elde edilen veriler doğrultusunda önümüzdeki dönemde patent başvurusu yapmayı planladıklarını açıkladı.

1 kilogram üzüm posasından yüzde 25 verim

Projeye ilişkin bilgi veren Gümüş, 1 kilogram üzüm posasından yaklaşık yüzde 25 oranında tek hücre yağı elde edilebildiğini belirtti. Üretilen yağın, özellikle gıda takviyeleri alanında değerlendirilmesi hedefleniyor.

Fonksiyonel ve alternatif bir yağ kaynağı

Analizler sonucunda üretilen yağın omega 3 ve omega 6 yağ asitleri ile likopen ve beta karoten gibi biyoaktif bileşenler içerdiği tespit edildi. Bu özellikleriyle ürünün, balık yağı, zeytinyağı ve palm yağı gibi yaygın kullanılan yağlara alternatif olabilecek potansiyele sahip olduğu vurgulandı.

İklimden bağımsız, sürdürülebilir üretim modeli

Prof. Dr. Gümüş, küresel ısınma ve tarım alanlarının daralması nedeniyle alternatif yağ kaynaklarına olan ihtiyacın giderek arttığını belirterek, laboratuvar ortamında, iklim koşullarına ve ekim alanlarına bağlı olmadan üretim yapılabilmesinin büyük bir avantaj sağladığını ifade etti.

Üniversite–sanayi iş birliği hedefleniyor

Çalışmanın bir sonraki aşamasında, elde edilen yağın üniversite–sanayi iş birliğiyle ticarileştirilmesinin amaçlandığını aktaran Gümüş, projenin hem çevresel sürdürülebilirliğe hem de gıda endüstrisine uzun vadeli katkı sunacağını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA