Sıradan zihin düşük farkındalığa sahiptir. Bu yüzden de düşük anlayış, düşük aydınlanmaya sahiptir ve çok fazla bölünmüştür. Bu bölünmüşlük enerjiyi tüketir, birey asla coşkulu olamaz. Bireyde içsel enerjiler çatıştığı zaman kazanamaz, sadece kaybeder. Çünkü içsel çatışma bireyi mutsuz eder, tüketir ve başarısızlığa yol açar.
Her türlü içsel çatışma bölünmeye neden olur. Dünya Değişim Akademisi uzmanlarına göre bu bölünmeler herkeste çocukluktan itibaren başlar ve hayat boyu devam eder. Peki, bu nasıl olur? Şöyle ki, çevresi çocuğa : “Bu kötü, bu iyi; bu yanlış, bu ise doğru; bu günah, bu sevap; bu ahlaklı, bu ise ahlaksız; bu başarı, bu ise başarısızlık vs. dediği zaman bölünmeler başlar.
Zihnin ve kişiliğin bölünmesi şizofrenik eğilimlere neden olur. Günümüzde insanların büyük çoğunluğu maalesef bu haldedir.
Gerçekte birey bölünmüş olduğunda mutsuzdur, bütünlük halinde olduğu zaman mutlu olmaktadır. Bu yüzden bölünmüşlük insana cehennemi, birlik ise cenneti yaşatır. Bir insan ne kadar çok bölünmüşse o kadar kalabalıklaşır ve acısı artar.
Zihnin bölünmüş olması kararlılığı olumsuz etkiler. Zihnin bir tarafı “beyaz” derken diğer kısım “siyah” der. Gürültülü ve dağınık zihin öfkeye neden olur, insan hayatının bir önemi kalmaz ve başarısızlık hikâyesine dönüşür.
Yalnızca birlik ve bütünlük içinde bir zihne sahip olan insan kararlı olabilir ve verimli kararlar verebilir. İnsan birlik içinde olduğu zaman hayatı anlamlı ve önemli olur. Bunun için tek çözüm “Tekâmül Sanatı Değişim Programı” uygulamak ve evrensel birliğe ulaşmaktır.
Kendini değiştir dünyan değişsin, dünyanı değiştir dünya değişsin!