Hayat yolculuğunda insanın çocukluktan beri hep bir rehbere ihtiyacı olmuştur. İnsan hangi rehberlik için hazırsa o rehberi bulacaktır. İnsan dünyevi veya uhrevi olarak farklı alanlarda rehber arayışında olabilir.

Çocuk öncelikle dünyevi arayışla başlar; eğlence, oyun arkadaşı, şeker, çikolata vb. arar. Onun başka arayışı olamaz, çünkü daha üstün bir arayış için yeterli olgunluğa sahip değildir henüz. Ona evde ebeveynleri örneğin tuvalet eğitimi vb. gibi konularda, daha sonra okulda öğretmenleri rehberlik ederler.

Ancak insan olgunlaşmaya başladığı zaman öteki dünyayı merak etmeye ve gerçeği aramaya başlar. Tekâmül yolunda ona kılavuzluk yapacak bir rehber arar ama nerede bulacağını bilemez.

İnsanlar ektiklerinin biçiminin bir sonucu olarak belirli bir ailede doğarlar ve belirli inançların dayatmasına uğrarlar. Her türlü inanç, insanı gerçek rehberden uzaklaştırır. Çünkü bunlar, çocukluktan itibaren zihin yıkamaya neden olur.

İnsan ancak gerçek öğrenme halinde olduğu zaman yani zihni dayatılmış bilgilerden arınmış ve bunun için tutkulu bir arzu duyduğunda gerçek spiritüel rehberle karşılaşır. Aksi halde gerçeği bulamaz ve hiçbir yere varamaz. Birey egosunu tatmin etmek için değil hakikati bulmak için spiritüel rehberi aramalıdır.

Her şeyden önce insan içsel bir aydınlanma yaşamalı ve spiritüel rehberin önemini anlamalıdır. Bu durumda bireyin oradan oraya koşturması gerekmez, gerçek rehber çeşitli yollarla karşısına çıkacaktır.

Eğer arayanın iç dünyası egoyla tamamen kaplanmışsa, gerçek rehber ile karşılaşsa bile birey onu iç dünyasına davet edemez, çünkü yer kalmamıştır. Kişi gerçek rehberle aynı mekânda bulunsa bile, çok önemli olan spiritüel buluşma gerçekleşemez. İnsan egosunu savunmayı bırakmazsa gerçek rehbere bakar ama göremez, işitir ama duyamaz.

Samimi arayan ise gerçeğe açık ve bilmeme hali içinde olmakla ilgilenir. Eğer arayan bildiğini sanıyorsa gerçek bir rehberle karşılaşsa bile onunla tartışacak ve es geçecektir. Bu durumda birey kendini sahte rehberlere kaptırabilir. Sonuçta kişi kendisi gibi ukala insanlarla karşılaşır, bir yere ulaşamaz, bilgili birilerini bulur ve onlardan bir şey öğrenir ama gerçek rehberi bulamaz.

Arayanın zihni dünyevi bilgiyi umursamayan bir çocuk gibi olmalı, zihni her tür çöp bilgilerden arınmış olmalı ve gerçeği bulmak için tutkulu bir arzu duymalıdır. Bu gerçek öğrenme halidir. Gerçek arayan eskiden bildikleriyle ilgilenmemeli, bilmediklerine odaklanmalıdır. Bu hale gelmek, gerçeği arayanın egoyu aşmasına bağlıdır. Hayatta en önemli olgu olan gerçek spiritüel rehberi bulmak, insan hayatının boşa geçmemesi için herkes tarafından dikkate alınması gereken bir konudur. Genelde gerçeği arayan insanların çoğu ego engeline takılmaktadır.

Bunun için Dünya Değişim Akademisi’nde önemli bir değişim programı mevcut: “Egoyu Aşma Programı”. Dünya Değişim Akademisi uzmanları tarafından insanlığa sunulan bu teknikler haftada 2 gün olarak, toplamda bir ayda 8 çalışmadan oluşan çok etkili bir değişim aracı.