Hüseyin Aslan, İzmir’de konut üretiminde efsane olmuş bir isim. 41 yıllık geçmişi olan Ege Koop, bu süre içinde 40 bini aşkın konut inşa etti. Bunların önemli bölümü de onun başkanlığında gerçekleşti.
Ege Koop, 200 kooperatiften oluşuyor. İlk kez, 1984-89 yılları arasında Çiğli’de 984 Ege Kent konutu inşa edildi. Sonra tut tutabilirsen Ege Koop’u… İzmir’in 12 ilçesinde birbirinden güzel ve sağlam projeler hayata geçirildi. Ege Koop sadece konut yapmadı, Türkiye’nin ve İzmir’in sorunları ile ilgili etkinlikler gerçekleştirdi. Bornova’da üniversitenin yolu bile yokken 5 milyon metrekarede konut projeleri uyguladı. Pek çok projede üste para bile verdi Ege Koop.
Hüseyin Aslan, Tercüman Gazetesi’nde birlikte çalıştığımız bir arkadaşımız. O yıllar İzmir Gazeteciler Sendikası Başkanı da olan Aslan, dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Burhan Özfatura’nın kurduğu Ege Koop Yönetim Kurulu’nda yer almış, sonraki Belediye Başkanı Yüksel Çakmur, belediyeyi kooperatiften çekince seçimle başkan olmuştu.
Aslan, Ege Koop’un Avrupa Konseyi Sosyal Katkı Fonu’ndan bile kredi aldığını söylüyor ve “İzmir’in kentsel dönüşüm sorunu var. Ciddi bir barınma ve gecekondu sorunu ile karşı karşıyayız” diyerek, İzmir’deki konutların yüzde 62’sinin depreme dayanıksız olduğunu vurguluyor. Uydu kentler yapılarak konut sorununun çözülebileceğine dikkat çeken Aslan, bu yapılmadığında İzmir’de çadırkentlerin çoğalmasının da kaçınılmaz olduğunun altını çiziyor.
Ve bunları yaparken Hüseyin Aslan’ın en çok övündüğü şey de şu: “Savcıya ifadeye bir kere bile gitmedik.”
Tasarruf stratejisi
Mao, Çin'in nüfusu 1 milyarı bulunca, ülkede sembolik bir tasarruf kampanyası başlattı.
Ayakkabılardaki bağcıkları kaldırdı. Onun yerine ayakkabılara bağcık görünümlü motifler kondu.
Yapılan hesapla bir kerede 1 milyar liraya yakın bir para tasarruf edilmiş oldu. Mao, sonra pantolon paçalarını on santim kısalttı. Al oradan da 1 milyar…
Ama amaç hemen iki milyar tasarruf etmek değildi. Amaç, halkın tasarrufa eğilimini artırmak ve bunu gelenekselleştirmekti.
Bugün dünyanın en tasarruflu milletidir Çinliler. O yüzden gayrisafi milli hasıladaki sıralamada iyi bir yere yerleşmişlerdir.
Komünist rejimde bu işi yapmak kolay. Ama aynı duyarlılık Japonya'da da var. Adamların nüfusu bizim neredeyse iki katımız ama resmi araç sayısı toplam 10 bin.
Sadece İzmir'de bu kadar resmi araç var.
...
Tasarruf stratejisi, ruhumuzu eğitmekle kaimdir. Bunda kişisel uygulamamızın ulusal bir tabloya dönüşeceği ve sonuçta yine bize iki misli etkiyle dönüş yapacağı gerçeği yatar.
Karmaşık gibi görünse de sonuçta evimizde bir lambanın mum gücünü azaltmamız bile ülke ekonomisine küçük bir katkı demektir. Suyu dikkatle kullanmak, toplu taşım araçlarını tercih etmek, har vurup harman savurmamak,
Hepsinin özünde milli çıkarlarımız vardır.
Milli bir tasarruf hamlesi, Mao'nun uygulamasını es geçmeden akılcı güncel yöntemlerle yapılabilir, yapılmalıdır da.
Torpilsiz olmaz
Siz hiçbir belediyeye torpilsiz eleman alındığını duydunuz mu?
Belediye, eleman ihtiyacı olduğunda bunu ilan edecek, gelenleri elekten geçirecek, sonra da istihdam edecek?
Görülmüş değil.
Belediye yönetimine bu şansı kimse sağlamaz. Parti yönetimleri, belediye meclisi üyeleri, partinin üst düzey yöneticileri, her zaman öncelikli kontenjan sahibi olduklarından böyle güzel ve beklenen bir tablo oluşmaz.
Bu, ne yazık ki, kamu kurumları için de geçerli. Dayısı, amcası, eniştesi olmayan iş bulamıyor.
Fırsat eşitliği yok, adalet yok, liyakat yok. Torpilli kardeşlerimiz, çalışsalar iyi. Hepsi masa başını hedeflemiş.
Bir de o dert var.
Yakından izleyin, göreceksiniz.