Kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümü verileri, uzun yıllardır kadın örgütleri tarafından raporlanıyor; ancak bazı ölümler var ki resmi olarak ne cinayet ne de şüpheli ölüm sayılıyor.

Bazı dosyalar intihar denerek kısa sürede kapatılıyor. Diğer yandan (eğer gerçekten bu bir intiharsa) intihar eylemini gerçekleştirmeye neden olan faktörler göz ardı edilmeye devam ediliyor. Sonuç olarak kadına şiddet ve kadın cinayeti vakalarında tablo daha da derinleşiyor.

Bugün size faili meçhul kadın ölümlerinden biraz daha farklı bir olay aktaracağım:

İzmir'in Çiğli ilçesinde yaşayan 39 yaşındaki Ebru Açıkalın, imam nikahıyla birlikte yaşadığı şahıs tarafından defalarca şiddete maruz bırakılmış. 20 Kasım 2024’te meydana gelen olayın akşamında yine şiddet gören Ebru, kendini banyoya kapattıktan kısa süre sonra intihar ediyor. Ebru'nun ölümünün ardından hazırlanan iddianamede, basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek biçimde darbedildiği ifadeleri yer alıyor.

Whatsapp Image 2025 11 08 At 14.48.55

Ebru'nun ailesi, karşı tarafın intihara teşvik suçundan yargılanması için mücadelesini sürdürüyor; ancak intihara teşvik suçundan takipsizlik kararı verilerek dosya kısa sürede kapatıldı. Yapılan itiraz ise reddedildi. Dosya şu anda Anayasa Mahkemesi'nde.

İlk duruşma görülecek

11 Kasım Salı günü saat 09.00'da Karşıyaka Adliyesi Asliye Mahkemesi'nde kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçundan açılan davanın ilk duruşması görülecek. Duruşmadan önce dosyanın avukatı Dorşin Bingölbalı'ya ulaşarak sorularımı yönelttim...

Olay gecesi

Olay gününe yönelik değerlendirmelerde bulunan avukat Dorşin Bingölbalı şu açıklamalarda bulundu: “Kasten yaralama, tehdit ve hakaret suçundan dava açıldı. Ebru vefat etmeden önce darbedilmiş. Otopsi raporunda, otopsi raporundan önce alınan raporların hepsinde Ebru'nun vücudunda darp izleri çıkmış. Aynı zamanda Ebru'nun intihar ettiği gün annesi, diğer eşinden olan oğlu ve aynı zamanda imam nikahlı eşi tarafından olan oğlu da var. O sırada Ebru’yla telefonundaki bir video hakkında tartışıyorlar. Karşı taraf da telefonu almak istiyor. Ebru telefonu vermeyince önce zorla alıyor, sonra darbediyor. Silah çıkarıyor, tehditler savuruyor. Daha sonra Ebru silahı alıyor, banyoya kendini kilitliyor ve intihar ediyor”

Dosya Anayasa Mahkemesi'nde

İntihara teşvik suçundan verilen takipsizlik kararını değerlendiren Bingölbalı, “İntihara yönlendirme ve kasten yaralama suçundan şikayetçi olmuştuk. Yani 2 ayrı soruşturma yürütülüyordu. İntihara yönlendirme suçundan takipsizlik kararı verildi. Biz taleplerde bulunduk; ancak karşı tarafın ifadesi hiç alınmadı, deliller toplanmadı. Bu süreçte dosya hızlıca kapatıldı; takipsizlik kararı verildi. 3 gün içerisinde de takipsizlik kararına itirazımız reddedildi. Şimdi biz bu dosyayı Anayasa Mahkemesi'ne taşıdık. Dosya Anayasa Mahkemesi'nde duruyor. Temmuz ayında başvurduk; ancak ne zaman yanıt gelir bilmiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Umutluyuz”

Anayasa Mahkemesi'nden gelecek karar için umutlu olduğunu aktaran avukat Bingölbalı şu ifadeleri kullandı: “İntihardan önce de Ebru çok fazla şiddet görmüş. O süreçte silahla da tehdit ediliyor. Bu bir intihara yönlendirmedir. Geçen gün yaşam hakkından ihlal kararı çıktı o yüzden umutluyuz. Onda da ifadeler alınmamıştı, eksiklikler, etkin soruşturmadan ihlal vardı. Belki bu dosyada da iyi bir gelişme olur diye umuyoruz.”

Ebru sistematik şiddete maruz bırakılan binlerce kadından sadece biri.

Ebru’nun ailesi yıllarca süren bu şiddetin ve sonuçlarının yargıda bir karşılığı olmasını talep ediyor.

Gözler şimdi Anayasa Mahkemesi'nden çıkacak kararda.