Mısır’ın kadim bir sembolü olan Büyük Piramit insan hayallerini süslerken, daha önce de bahsettiğimiz gibi pek çok farklı türden teoriye ve inanışa kaynak olmayı sürdürüyor. Alternatif görüşler ve kabul gören kaynaklara duyulan güvensizlik tabanlı yaklaşımlar ile harmanlanan bazı fikirler, sembolik anlayışlar ve potansiyel kanıt eksiklikleri ışığında Büyük Piramit’in kim tarafından, neden ve nasıl yapıldığı sorularının çalkantılı ekosisteminden ayrılamıyor.
Büyük Piramit’in modern isimlendirmesine kaynak olan bazı nedenlerin doğasından ötürü “Khufu” veya “Keops” isimlendirmelerini sağlayan olaylar ve bulgular örüntüsünü desteklemeyen bir kesim olduğu yadsınamayacak bir durum olarak öne çıkıyor. Bu isimlendirmelerin en büyük dayanakları, günümüzde Kral odası olarak adlandırılan ve belki de piramidin içindeki en şöhretli sayılabilecek odanın tavan kısmının üst tarafında granit kirişlerin sıra sıra ve kat kat kullanımıyla inşa edilmiş alçak odalardan oluşan kısımlarda bulunan bir grup kabaca yazılmış hiyeroglif arasında Khufu isminin türevleriyle karşılaşılmasıdır. Piramidin Khufu’ya atanmasında büyük ölçüde bu bulguların kullanılması, hiyerogliflerin geçtiğimiz birkaç yüzyılda bu odacıkları keşfeden bireylerce yazılmış sahte ürünler olduğu tezleriyle yanıtlanmaktaydı. Tavan kısmının üstündeki bu ağırlık dağıtma maksatlı olduğu düşünülen odacıklarda çeşitli işçi ve işçi gruplarının isimleri olarak yorumlanan yazılar da firavun isimlerinin civarında yer almakta. Ancak odacıkların duvarlarını oluşturan taşların konumları ve yerleşim biçimlerinin bahsedilen yazıların sahte oluşuna elverişli olmayacak nitelikte oluşları bu fikirlere karşı güçlü bir yanıt sağlamayı sürdürmekte.
Bu fikre karşı öne sürülen en önemli yaklaşım ise 19. Yüzyıl keşifleri sürecinde firavun isimlerinin kartuş formatı dışında yazılan Horus versiyonlarının henüz batılı dilbilimcilerce tanımlanmamış oluşu ve bahsi geçen odacıklarda bu tip kullanımın örneklerinin bulunmasıdır.
Bununla beraber geçtiğimiz günlerde yapılan bazı açıklamalarda yeni teknikler sayesinde bu odacıklarda, gözle şu ana kadar seçilememiş bazı diğer hiyerogliflerin bulunduğu belirtildi. Odacıkların duvarlarındaki yazıların birkaç farklı katman halinde üst üste yazıldığı da belirlenen detaylar arasında ve bu durum sahtelik ihtimalini oldukça düşük bir seviyeye indirir nitelikte.
Teknolojik kapasitemizin ilerleyişi sayesinde ikilemlere çözüm getirebilmek bilimi her geçen gün biraz daha ileri taşıyacak önemli bir basamak olsa da Büyük Piramit’in içindeki bu yazı analizlerinin, hangi mecralarca ve ne denli kabul görecekleri şimdilik belirsiz.