Türkiye’de kitap okuma oranının çok yüksek olduğunu düşünmüyordum. Zaten verilere bakınca yanılmadığımı gördüğüm gibi ortaya çıkan tablo da hiç iç açıcı değil. Tamam, kitap okumuyoruz ama bu kadarı da şaşırtıcı.
2023 yılının istatistiklerine şöyle bir göz attım. Ülkemizde son 12 aylık dönemde 15 yaş üstü bireylerin % 69’u hiç kitap okumadı. Kalan % 31’lik dilimdeki kişiler 1 veya birden fazla kitap okudu. Okul kitapları haricinde en çok kitap okuyan yaş grubu 15 ila 24 yaş arası kişiler oldu. 65 yaş üstü kişiler, % 14,1 oran ile en az kitap okuyan yaş grubu oldu.
Bir ülkede böyle bir oranın olması genel yaşam kurallarını olumsuz etkiler. Toplum içerisinde birbirini anlamak zorlaşabilir. O yüzden hafife alınacak bir konu değil.
Tamam, ülkemizde yaşam şartları zor. Kitaba ayıracak bütçeye gelinceye kadar daha öncelikli ihtiyaçlar mevcut. Ancak bu konuda yapılan istatistik gerilerde olduğumuzu gösteriyor. Araştırmalara göre kitap satın almak, ülkemizde tüm ihtiyaçlar içerisinde 235. sırada yer alıyor. Bu istatistikler dahi Türkiye’de kitap okuma oranları hakkında oldukça çarpıcı veriler sunuyor.
Türkiye kitap okuma verileri yıllara göre azalsa da % 0,1’lik istatistiklerini aynı ölçüde sürdürüyor. Fakat bu orana her yıl artan ülke nüfusunu dahil etmekte fayda var. Henüz 2023 yılına dair resmi kurumlarca veriler açıklanmamış olsa da İngiltere menşeili firma tarafından global ölçekte yapılan araştırmada, Türkiye’nin kitap okuma oranı açısından 180 ülke içerisinde 140. sırada yer aldığı belirlendi. Oldukça düşündürücü bir durum.
Tüm bu olumsuzlukların yanında güzel şeyler de oluyor. 3 yıl önce okuma grubu olarak kurulan Ülkem Okuyor Derneği, başarılı işlere imza atıyor. Derneğin öncellikli amacı ülkemizde okuma ve anlama oranını yükseltmek. Ayrıca kitap okumanın her yaştan bireyler için günlük rutin haline getirilmesi, kitaba ulaşamayan kişilere kitap desteği sağlanması, çalışma ve sosyalleşme alanı olarak kütüphaneler kurulması…
Derneğin faaliyetleri, 6 Şubat depremi sonrasında o bölgede artarak devam ediyor. Bu faaliyetler çerçevesinde kitap ve yardım kolilerinin gönderilmesinin yanı sıra 21 okul ve 19 kütüphane kuruldu. Gerçekten alkışlanacak çalışmalar.
Derneğin yeni projesi ise sahada fark ettikleri durum üzerine gelişti. Deprem bölgesindeki insanlar duygularını birilerine anlatmak istiyor. İşte bu yüzden yeni projeye mektup da ekleniyor. O bölgedeki insanlarla sıkı bir bağ kurularak yaşadıklarını anlamamız sağlanacak. Bahsedilen projenin ismi ise “Sen Yaz Ülkem Okuyor”. Bir yandan da depremzede dostlarımıza yazmanın terapisi yaşatılacak.
Ülkede kitapla yapılan böyle faaliyetler desteklenmeli. Kitapların ve okumanın iyileştirici gücü her alanda kullanılabilir.
Bu kadar istatistiklerden sonra yazıyı ‘Fahrenheit 451’ kitabının yazarı Ray Bradbury sözüyle bitirmek istiyorum. “Bir kültürü yok etmek için kitapları yakmanız gerekmez. İnsanların onları okumayı bırakmasını sağlayın yeter.”
Bu kadar kısa bir cümlenin içerisinde müthiş anlam var. Tabii ki de anlayana…
Okumaktan çok uzağız
Nesli Balcı Yılmaz
Yorumlar