Bu skorun adı futbol değil, çaresizlikti.
Aliağa FK, Yeni Malatyaspor’u 8-1’lik skorla yenerken aslında maçtan çok bir tabloyu izledik: güçlü ile güçsüzün, oturmuş takım ile dağılmış kadronun farkını.
Bu maçta sürpriz bekleyen kimse yoktu. Sadece “kaç olur” diye konuşuldu.
Cevabı da ağır geldi: sekiz!
Bir taraf oynadı, diğeri sadece seyretti
Yeni Malatyaspor’un durumu malum. Transfer yasağı var, kadro tamamen altyapıdan. Çocuklar mücadele ediyor ama bu seviyede tecrübe, fizik ve özgüven olmadan ne kadar direnebilirsin ki?
Aliağa, yürüyerek oynadı. Gerçek anlamda… Hatta korner atmaya bile koşa koşa gitmedi.
Rakibini hiç zorlamadan, tempoyu bile yükseltmeden, “güle oynaya” kazandı.
8 gol ama coşku yok
Normalde 8 gol atarsan stat yıkılır. Bu maçta öyle bir hava yoktu.
Çünkü kimse şaşırmadı. Aliağa’nın oyuncuları bile fazladan sevinmedi.
Bir antrenman temposunda, “nasıl olsa olacak” havasında oynadılar.
Maçın yıldızı Malik Karaahmet’ti, 4 gol attı. Ama belki de kariyerinin en kolay maçını oynadı.
Malatya öğreniyor ama ağır bedelle
Bu genç oyunculara kızmak kolay. Ama sahadaki tablo onların değil, sistemin eseri.
Geçen yıl 1. Lig’de oynayan bir kulüp, bugün 2. Lig’de bile fizik olarak ayakta kalamıyor.
Rakipleriyle çarpışmak yerine geri çekiliyorlar, çalım yiyorlar, koşu yarışında geride kalıyorlar.
Futbol sadece top tekniği değil; vücut, denge, cesaret, temas… Onlar da henüz bunların hiçbirini tam anlamıyla oturtamamış.
Savunma ve pozisyon hataları diz boyu
Kürşat Yılmaz Selamoğlu sağdan bindirme yaptı, içeriye çevirdi ama ortada hiçbir arkadaşı yoktu. Bakmadan pas attı, çevre kontrolü yapmadı.
Orta sahada Ömer Çağrı Ataş, rakip defans topla çıkarken sadece izlemekle yetindi. Oysa hemen arkasında boşta bekleyen Muammer Sarıkaya vardı; pres yapması gerekirdi. Bu da oyundan düşmesine neden oldu. Teknik direktör Cafer Aydın’dan bir uyarı bekledik ama o da sessiz kaldı.
Defans arkasına sık sık adam kaçırıldı. Hücum oyuncularının koşu yolları kapatılamadı. Kaleci biraz daha önde konumlansa, libero gibi bazı toplara müdahale edebilirdi.
Duran toplarda da etkisizdiler. Ferhat Canlı’nın kullandığı frikik, iki kişilik barajı bile geçemedi. Ceza sahası çevresinde rakibe fazla rahatlık tanıdılar.
Aliağa oyunu değil, disiplini kazandı
Aliağa FK bu maçta belki oyun olarak çok şey göstermedi ama disiplini korudu.
Rakibini küçümsemedi, işi ciddiye aldı.
Tempolu oynamasa da ciddiyetsiz oynamadı.
Bazı takımlar böyle maçlarda şov yapmaya kalkar, Aliağa bunu yapmadı.
Belki de en değerli tarafı buydu.
Centilmenlik galip geldi
Tribünler hem maç başında hem maç sonunda hem de atılan 9 golde sadece Aliağa’yı değil, Yeni Malatyaspor’u da alkışladı.
Bu, skordan çok daha anlamlı bir görüntüydü.
Genç oyuncular için belki de o alkış, 8 golün ağırlığını bir nebze hafifletti.
Osman Katipoğlu’nun gereksiz tekmesi dışında maçta gerginlik yaşanmadı.
Herkes biliyordu ki bu maçın kazananı zaten belliydi — önemli olan nasıl kazanıldığıydı.
Son söz: Futbolun acı gerçeği
Yeni Malatyaspor’un hali, Türk futbolunun aynası gibi.
Bir dönem Süper Lig’de Avrupa hayali kuran bir kulüp, birkaç yıl içinde altyapı çocuklarıyla 8 gol yiyor.
Sebep mi? Yönetim zafiyetleri, ekonomik çöküş, yanlış planlama.
Sahada kaybeden gençlerdi ama asıl yenilen onların üstündekilerdi.