Son bir ay içinde Türkiye’de ilginç şeyler olmaya başladı. İlk başta Dilan ve Engin Polat’ın da aralarında bulunduğu fenomenlerin lüks hayatları ve sosyal medyadaki paylaşımları ile Türkiye’de gündeme oturdular. Herkesin merak ettiği bir soru, bunlar bu kadar parayı sosyal medya kanalları ile nasıl kazandılar? Türk insanının dikkatini çeken bu lüks ve şaşalı yaşam, merak konusu olurken kara para aklamaktan tutuklandılar, normalde sosyal medyadan bu paraların kazanılması imkansız!
Tabii ki, bu Dilan ve Engin Polat çiftinin arkasında başka kişilerin de var olduğu gözüküyor. Aradan zaman geçtikçe eski saadet zinciri benzeri birçok kişi meydana çıkıyor. Anladığım kadarı ile bu olay yeni bir şey değil. Beş senenin üzerinde bir zamandır hazırlanmış ve bugüne kadar ortaya çıkmayan paralar aç gözlülükten ortaya çıkmaya başlayınca vatandaşlarla birlikte devletin de ilgisini çekti.
İkinci bomba ise aç gözlülük ve cahillik mi desem. Dolara bu kadar yüksek miktardaki paranın verilmeyeceğini bilerek milyon dolarları bir kağıt üstünde vermek!
Bankacı Seçil Erzan’ın fon dolandırıcılığı son günlerde gündemde. Yeni olay, Dilan ve Engin Polat çiftinin arkasından geldi ve bunları gündem dışı tuttu! Dolar nezdinde verilen bu paralar çok büyük, o kadar ki, milyon dolarları aşıyor. Daha da büyük paraları kazanmanın hırsı var bu insanlarda. İşin enteresan yanı ise bu dolar milyonerlerinin tamamının Galatasaraylı eski futbolcular olması. Paralarına para katmak istemeleri, fonun isminin de Fatih Terim olması düşündürücü.
Bu parayı veren kişiler, basından anladığımız kadarı ile dolarları bankada vermeyip, bankaya yakın bir pastanede bir kağıt üzerine meblağ yazılarak vermeleri. Bu kadar mı güven sağlamış bu kadın futbolculara! Milyon dolarlar veriyorsun, bankadan fon üstünden para kazanacağım diye ama hiç kafaları çalışmıyor mu bu kişilerin? Banka müdürünün odasında değil de pastanede bu para verme işlemini yapmaları ilginç. Cahil insan dahi bunu yapmaz bence, çünkü milyonlarca dolar veriyorsun…
Atila Sertel İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday adayı oldu, “İzmir’i Avrupa’da birinci kent yapacağım” diyerek tasarrufa yöneleceğini ifade ederken belediye içindeki personel sayısının fazlalığından da yakındı.
İzmir Büyükşehir için aday adayı olması ve Tunç Soyer’i yaptığı basın toplantısında eleştirmesi ile İzmir’i ben daha iyi yönetirim havası vardı Atila Sertel’de. 
Anladığım kadarı ile Atila Sertel Ankara’da CHP Genel Merkezindeki havayı koklayarak İzmir Büyükşehir Belediyesi için aday adayı oldu. Bence Atilla’nın bir bildiği var! Tunç Soyer’i CHP Genel Merkezi tekrar aday göstermeyecek mi acaba.