Aslıhan’ın ölümünün üzerinden 3 yılı aşkın süre geçmesine rağmen bazı şüpheler hala aydınlatılamadı. Aslıhan'ın yol kenarında yaralı halde bulunmasından önceki saatlerde neler yaşadığının anlaşılabilmesi için soruşturma hala devam ediyor.

Soruşturmayı büyük bir titizlikle yürüten davanın avukatı Kubilay Büber, şüpheliler hakkında 'ölüme sebebiyet verme' suçlamasından soruşturma başlatılması için 1 yılı aşkın süre mücadele verdi.

Geçtiğimiz günlerde avukat Büber ile ofisinde bir araya gelerek Aslıhan'ın ölümündeki belirsiz noktalara yönelik sorularımı yönelttim. Kısa süre sonra ise Bayraklı Adliyesi 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeni bir duruşma görüldü.

Avukat Büber’in dava hakkındaki değerlendirmelerine ve duruşmanın detaylarına geçmeden önce Aslıhan'ın hikayesini özetlemek istiyorum:

26 Temmuz 2022’de iş görüşmesine gitmek için evden ayrılan 18 yaşındaki Aslıhan Sinem Çiçek, yol kenarında yaralı halde bulundu. Tedavi altına alınan Aslıhan, ertesi gün (27 Temmuz) kanındaki yüksek dozda uyuşturucu nedeniyle hayatını kaybetti.

İş görüşmesinden bulunasıya kadar geçen sürede; önce arkadaşlarının yanına gittiği, sonrasında ise C.A.'nın arabasına bindiği kamera görüntüleri ile tespit ediliyor. C.A’nın evine giden Aslıhan’la birlikte evde 2 kuzen de bulunuyor.

Geç saat olmasına rağmen evine ulaşmayan Aslıhan'ın ailesi, telaşlanarak karakola başvuruyor. O esnada ise Ege Üniversitesi Hastanesi'ne genç bir kızın getirildiği bildiriliyor. Aile hastanedeki kişinin kızları olduğunu tespit ediyor.

Aslıhan hastanede tedavi altına alındıktan sonra kanındaki uyuşturucu diyaliz makinesi ile temizlenmeye çalışılıyor; ancak doğuştan kalp rahatsızlığı olan Aslıhan’ın böbrekleri iflas ediyor ve kalbi duruyor.

Aslıhan'ın kaybından sonra geniş çaplı bir soruşturma başlatılıyor ve yavaş yavaş şüpheli ölümün detayları gün yüzüne çıkıyor. Hatta aile o kadar çok çaba gösteriyor ki bazı kamera kayıtlarını kendileri buluyor.

Soruşturma genişletildi

Gelinen son noktada ise C.A hakkında 'Nitelikli cinsel saldırı' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından 19 yıla kadar, B.K. için ise 'yağma' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Diğer yandan ise avukat Büber’in “1 yıldan fazla mücadele verdik” dediği 'ölüme sebebiyet verme' suçundan soruşturma yürütülüyor.

“Başardık”

Aslıhan'ın yüksek dozda uyuşturucu nedeniyle hayatını kaybettiğinin altını çizen Avukat Büber, mücadelelerinin sonuç verdiğini aktarıyor: “Kanında çok yoğun bir şekilde uyuşturucu var. Dozu çok yüksek olduğu için hayatını kaybetmiş. Uyuşturucuyu veren kişi belli. O kişi hakkında en azından ‘Ölüme sebebiyet verme suçundan dolayı yargılama yapılmalıydı’ dedik. Başından beri söylediğimiz şey bu. Kimse bizi anlamadı, dinlemedi; ama en sonunda başardık” diyor.

“Yürüyerek ulaşması imkansız”

Aslıhan'ın yol kenarında bulunduğu noktaya nasıl ulaştığını sorduğumda ise şöyle yanıt veriyor: C.A denen bir şüphelimiz var. Aslıhan, C.A’nın evinden çıkıyor ve koşarak gidiyor. Olay yerine gidebilmesi için önüne engel çıkmasa dahi 15 dakika kadar bir zaman gerekiyor; ama bu kız evden çıkıyor ve 6 dakika sonra otobandan geçen kişiler 112'yi arayıp ‘Burada bir kız var’ diyorlar. Bu kızın koşarak 6 dakikada oraya gitmesine imkan yok. Otobanın 2 yakasında tel çitler var. Bir insanın oradan otobanın öbür tarafına geçebilmesi için 2 tane tel çiti aşması lazım. En çevik insanın bile o tel çitleri aşması imkansız. Dolayısıyla az önce söylediğim gibi, geçit altından geçerek oraya gelmesi; koşarak bile olsa, 15 dakika. Muhtemelen bu kız evden çıktıktan sonra arabayla takip ettiler, durdurup arabaya aldılar ve oraya bıraktılar.”

Boğuşmaya bağlı kesik

Aslıhan'ın yol kenarında kanlar içinde bulunmasına yönelik detayları aktaran avukat Büber, Aslıhan’ın kıyafetine bulaşan kanın elinin kesilmesinden kaynaklandığını, boğuşma gerçekleşirken muhtemelen kendini kurtarmak için bir şekilde camı kırdığını vurguladı.

Gizlilik kararı var

Avukat Büber’in talebi doğrultusunda 'ölüme sebebiyet verme' soruşturmasında ‘gizlilik kararı’ alınmış durumda. Karara yönelik sorularımı yönelttiğimde ise, “Dosyayı ben de görmüyorum ama sunduğumuz delillerin ne olduğunu biliyorum. Bu yüzden gizlilik kararından yana bir rahatsızlığım yok. Bunu isterken özellikle karşı tarafından delillerle ilgili birtakım çalışma içerisine girmemesi için istedim.” diyor.

‘Yağma’ suçlaması

Aslıhan’ın yol kenarında bulunmasının ardından, telefonu B.K.'nın cebinden çıktı. ‘Yağma’ suçlamasına yönelik değerlendirmelerde bulunan avukat Büber, son olarak şunları söylüyor: “Yağmaya teşebbüs suçlaması yapıldı; ama orada yağma suçunun unsurları oluşur mu, oluşmaz mı tartışılır. Yer gösterip ' Telefonunu orada buldum' diyor. Kız oraya gitmedi ki telefonu oraya gitsin”

Dosyaların birleştirilmesi talebi

2 gün önce (2 Ekim 2025) görülen duruşmada ise avukat Büber, dosyaların birleştirilmesini talep etti, anne Remziye Çiçek ise “Adalet istiyorum” dedi.

Soruşturma hala devam ettiği için karar çıkmadı.

Mart ayına ertelendi

Sonraki duruşma ise 24 Mart 2026’ya ertelendi.

Duruşmanın geç bir tarihe verilmesi eleştirilse de delillerin toplanması için kritik bir süre olarak da değerlendiriliyor.