Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun 2025 verilerine göre, yılın ilk 6 ayında 136 kadın öldürüldü. Yine aynı verilere göre 145 kadının ölümü şüpheliydi.
Peki hal böyleyken her geçen yıl artan kadına karşı şiddetle ve kadın cinayetleriyle nasıl mücadele edeceğiz?
Kadın mücadelesine ek olarak devlet politikaları da kadınların yaşamında söz sahibi. 2025 yılının 'Aile Yılı' ilan edilmesinin ardından yılın ilk yarısında, kadınların yüzde 35'i 'evli olduğu erkek', yüzde 11'i 'eskiden evli olduğu erkek', yine yüzde 11'i ise akrabası tarafından öldürüldü.
Bu noktada sormamız gereken soru şu: "Kutsal olan aile mi yoksa yaşamın kendisi mi?"
Araştırmalar kadınların en yüksek oranda en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürüldüğünü ortaya koyarken faili meçhul cinayetlerin sayısı da epeyce fazla. Yargılama sürecinde, ya kadınların kim/kimler tarafından öldürüldüğü bulunamıyor ya da 'intihar' denerek dosya kapatılıyor.
Durum böyleyken her gün faili belirlenemeyen bir kadın ya da bir çocuk cinayeti çıkıyor önümüze ama aklımızdan çıkarmamamız gereken bir söz var: "Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır."
İşte Havin'in hikayesi
Gelelim geçtiğimiz yıl canımızı yakan kadın cinayetlerine...
2024 yılında 259 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
Bu hafta size Havin'in hikayesini anlatacağım. 26 yaşındaki Havin Aşkan, İzmir'in Bornova ilçesinde Kavaklıdere Mahallesi'nde yaşamını sürdürürken 24 Aralık 2024 tarihinde evinde şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.
Havin'in ailesi ocak ayında 'kasten öldürme' suçlamasıyla evli olduğu erkek hakkında şikayetçi oldu.
Havin'in annesi, babası ve kardeşleri 257 gündür seslerini duyurmaya çalışıyor ve adalet mücadelesini sürdürüyor.
Ailenin adalet çığlıklarına gelmeden önce konuyu detaylıca anlatmakta fayda görüyorum.
Havin'in 'ası' sonrası yaşamını yitirdiğine karar verilmiş fakat eylemi kendisi mi gerçekleştirdi yoksa başkasının müdahalesi ile mi gerçekleştiği konusunda karara varılamamış.
Henüz ortada iddianame yok, duruşma tarihi yok, yalnızca yazılan bir ön rapor ve gizlilik kararı var.
Havin'in evli olduğu erkek uzman çavuş ve olayın gerçekleştiği bölgeye Jandarma bakıyor. Eşinin iddiasına göre, Havin kendini kapıya asıyor ve eşi görüp müdahale ediyor. Ne yazık ki artık iş işten geçmiş oluyor. Olayın nasıl gerçekleştiğini görmediğini, yoğun çalıştığı için salonda derin bir uykuya daldığını söylüyor. İlave olarak da Havin'in intihara eğilimi olduğunu sık sık vurguluyor.
Gel gelelim, aile bu iddiaları reddediyor. Yalnızca aile üyeleri değil, Havin'i mahallesinde tanıyanlar, hatta köyünde yaşayan bir komşusu da "Havin intihar etmez" diyor.
Anne Hacice Aşkan yayınladığı Kürtçe videoda kızının intihar ettiğine inanmadığının altını ısrarla çizerek, "Boynuna yazmayı geçirmişler, kimsenin kapıya kendini astığı görülmüş şey mi?" diyerek feryat ediyor.
Baba Mustafa Aşkan da damadının beyanının çelişkili olduğunu, kızının can havliyle çıkaracağı sesin duyulmamasının imkansız olduğunu savunuyor.
Olayla ilgili tüm araştırmalarımı yaptıktan sonra Havin'in ağabeyi Bedirhan Aşkan ile irtibat kurmayı başarıyorum.
Bedirhan Aşkan, aile üyelerinin adalet mücadelesini büyütmek için Şırnak, Van ve İstanbul'da ifade vermeye gittiklerini vurgulayarak, "Havin'in şüpheli ölümünün ardından açılan davada gizlilik kararı alındığı için elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz. 'Kasten öldürme' suçlamasıyla şikayetçi olduk. Dava açıldı. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Sadece bildiklerimizi anlatıp ifade verebildik." diyor.
İfadesinde Havin'in intihara eğilimi olmadığını vurgulayan ağabeyi, bir artı bir büyüklüğündeki bir evde, kapının karşısındaki kanepede uyuyan birinin hiçbir şey duymamasının imkansız olduğunu söylüyor.
Haberi aldıktan sonra İzmir'e geldiklerini söyleyen ağabey, "Kardeşimi morgdan aldım, imza attım, evine gittim. 'Bak kendini bu kapıya astı' dedi. 'Nasıl oluyor?' dedim. Evin küçük bir koridoru var, hemen karşısında oda var. O da kanepede uzanıyor. Olay olurken hiç mi ses çıkarmadı, ayaklarını çırpmadı, ellerini sağa sola vurmadı, kapının çoğu cam; hiç mi kırılmadı?" diyerek tepki gösteriyor.
Soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmediğini ifade eden Aşkan, telefon kayıtlarına bile aile davacı olduktan sonra bakıldığını dile getiriyor.
Ağabey Aşkan son sözlerinde, "Havin uzun boyluydu. Baş örtülerini birbirine bağlayıp kendini astığını söylüyor. Ayakları yere değen biri kendini nasıl asabilir?" diyerek adalet mücadesine devam edeceklerini mesajını veriyor.
Sonuç olarak Havin'in intihar ettiğine yönelik bir delil yok. Raporun sonuç kısmında ise, "... intihar ettiği iddia edilen" ifadesine yer verilmiş.
Havin'in ölümüyse yüzlerce kadın gibi şüpheli.
Etkin bir soruşturma yürütülsün ve Havin'in ölümü aydınlatılsın.
Havin ve şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden tüm kadınlar için mücadeleye devam edeceğiz...