İzmir'de özel bir hastanede hemşirelik yapan 29 yaşındaki Şebnem Köker, 2021 yılında İstanbul'un Kadıköy ilçesinde kaldığı pansiyonun 3'üncü katından şüpheli bir şekilde düşerek hayatını kaybetti.

Şüpheli ölümün ardından ailesi, Şebnem’in erkek arkadaşı T.B. hakkında müebbet hapis istemiyle 'kasten öldürme' suçlamasıyla dava açtı; fakat mahkeme, sanığın beraatına karar verdi. Üst mahkemenin beraat kararını onamasının ardından aile davayı Yargıtay'a taşıdı. Yargıtay savcısı beraat kararının bozulması yönünde mütalaa verdi. Aile 1 senedir Yargıtay'dan çıkacak nihai kararı bekliyor.

Şebnem'in yaşamını yitirmesinin ardından 4 seneden fazla zaman geçti. Davada çok sayıda tanık ve delil olmasına rağmen Şebnem'in avukatı ve ailesi etkin bir soruşturma yürütülmemesinden yakınıyor.

Whatsapp Image 2025 10 25 At 16.09.20

Yeni bir gelişmenin kamuoyuna yansımaması üzerine Şebnem’in avukatı, çocukluk arkadaşı ve aynı zamanda Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun gönüllü avukatı Nevraz Sığın ve babası Abdullah Köker ile görüştüm.

Görüşmenin ayrıntılarına geçmeden önce olayın detaylarından bahsetmek istiyorum:

Hemşire Şebnem Köker, mesai bitiminden sonra, 4 Haziran'da İzmir'den İstanbul'a gitti. Kadıköy'ün Moda semtinde erkek arkadaşı T.B. ile kalacakları pansiyona yerleşti. 7 Haziran'da (3 gün sonra) kaldığı pansiyonun 3'üncü katından istinaf duvarının üzerindeki demir parmaklıkların üzerine düşerek şüpheli bir biçimde hayatını kaybetti.

Polis ekiplerinin yaptığı inceleme sonrası T.B.'nin ifadesine başvuruldu. Emniyette verdiği ifadede, kıskançlık nedeniyle tartıştıklarını, odaya uyumaya gittiğini; gürültü üzerine uyanarak pencereden baktığını ve Şebnem'in cansız bedenini gördüğünü iddia etti.

Beraat etti

Olayın ardından aile, Şebnem'in ölümünü şüpheli görerek T.B. hakkında dava açtı; fakat mahkeme delil yetersizliği nedeniyle sanığın beraatına karar verdi, istinafta ise karar bozulmadı. Gelinen son noktada aile, Yargıtay savcısının mütalaada sunduğu gibi beraat kararının bozulmasını bekliyor.

‘Hukuki durumu değerlendirilmeli’

Beraat kararının bozulması istenilen mütalaada, “Maktulün nasıl düştüğünün belirlenemediği, maktul ile sanık arasında olay öncesi tartışma yaşandığı, maktulün tırnağının kırıldığı savunmadan da anlaşılmakla, olayın aydınlatılmasına katkı sağlayabilecek tüm hususların araştırılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği” belirtildi.

Whatsapp Image 2025 10 25 At 16.09.20 (1)

‘Süre uzadı’

Sorularımı yönelttiğim müşteki avukatı Nevraz Sığın, Yargıtay'dan gelecek kararın süresinin uzadığını ifade ediyor. “Mütalaanın üzerinden 1 sene geçti; ancak halen karar çıkmadı. Normalde 3-5 ay sonra karar çıkar. Süreç yavaş işliyor”

‘'Tüm talepleriniz doğru’

Avukat Sığın, yargılama sürecinde hiçbir zaman tutuklama kararı çıkmadığının altını çizerek süreci şu şekilde özetliyor: Tutuksuz yargılandı, beraat etti. İstinaf onadı. Yargıtay bozma mütalaası verdi. Şu anda da Yargıtay'dan karar bekliyoruz. Yargıtay savcısı, 'Tüm talepleriniz doğrudur' dedi.

Skandal karar

Dosyadaki eksikleri ve taleplerinin dinlenmediğini aktaran avukat Sığın, dosyada çok sayıda delil olduğunu ifade ediyor: “Telefonu ortada yoktu, ifadeleri tabii ki çelişkiliydi. Burada bizim esas talebimiz Yargıtay mütalaası da bunu söylüyor: Bizim taleplerimiz alınmadı, tanıklar yeterli dinlenmedi. Birde en önemlisi fizik raporu. Bu tarz dosyalarda fizik raporu alınmaması skandaldır ve alınmadı. Tüm taleplerimiz reddedildi. Durum bundan ibaret”

‘Başarılı bir mütalaa verildi’

Avukat Sığın, Yargıtay savcısının çok başarılı bir mütalaa hazırladığını vurgulayarak, “Dosyanın bozulacağını düşünüyorum, çünkü savcı çok başarılı bir mütalaa verdi; ama ne çıkar bilmiyoruz, heyet karar verecek. Ayrıca bu kadar uzun sürmesi de sıkıntı” dedi.

‘Eli kulağında’

Baba Abdullah Köker de Yargıtay'dan çıkacak kararı beklediklerinin altını çizerek, “Mütalaa yazıldı; savcı beraatın yanlış karar olduğunu söylüyor. Yargıtay'ın kararını bekliyoruz. Ben de kararın daha erken çıkmasını bekliyordum, eli kulağındadır” dedi.

‘Nasıl bir adalet?’

Çok sayıda delil olmasına rağmen beraat kararı verdiğinin altını çizen baba Köker, “1-2 şey olsa neyse... O kadar çok şey var ki, hangi birini söyleyebilirim? Tanıkları dinlemiyorlar, gelse konuşsa bu olay çözülecek; ama dinlemiyorlar. Herkes gerçeği biliyor; ama bu beraat kararını yine de alıyorlar. Delil var da sen derdini anlatasıya kadar hemen üstü kapatılıyor. Buna da 'adalet' diyorlar. Nasıl bir adalettir, nasıl bir mahkemedir?

Baba Köker, T.B.'nin tutuksuz yargılanması ve beraat etmesine karşı tepkini dile getirerek sözlerini şöyle tamamlıyor: “Hiçbir zaman şüpheli olmadı ki her zaman tanıktı”

Şebnem Köker'in ölümünün üzerinden 4 yıl geçti. Aile bir yandan kendi acısı ile mücadele ederken diğer yandan kızlarının şüpheli ölümünü aydınlatmak için adalet mücadelesi vermeye devam ediyor. Eğer 1. Ceza Dairesi’nden çıkacak sonuç ile beraat kararı bozulursa yeniden yargılama yapılacak. Gözler artık Yargıtay'dan gelecek umutlu kararda.