26 yaşındaki güzellik salonu işletmecisi Yeşim Akbaş, 2023 yılında Manisa'nın Demirci ilçesinde, D.C.Y.'nin kaldığı polis lojmanında başından vurulmuş halde bulundu.
Yeşim'in ölümünün ardından ağırlaştırılmış müebbet istemiyle yargılanan komiser yardımcısı D.C.Y. hakkında 1 sene sonra beraat kararı verildi. Olayın aydınlatılması için yıllardır adalet mücadelesi veren aile, Yargıtay'dan içlerine su serpecek nihai bir karar bekliyor. Öte yandan Yeşim'in annesi Aysun Akbaş, change.org'dan başlattığı kampanyayla adalet mücadelesine çağrıda bulunuyor.
Davanın avukatı Hazal Kısa Bilici ve anne Aysun Akbaş'la görüşmelerime geçmeden önce olayın detaylarından bahsetmek istiyorum.
Olay, 14 Nisan 2023 tarihinde polis lojmanında meydana geldi. 26 yaşındaki Yeşim Akbaş, D.C.Y.'nin kaldığı polis lojmanında silahla başından vurulmuş halde yaralı bulundu. Yapılan ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırılan Akbaş, yaşamını yitirdi.
Beraat kararı
Soruşturma sürecinde kurşunun Yeşim Akbaş'ın birlikte olduğu erkek, D.C.Y.'nin beylik silahından çıktığı tespit edildi. Yeşim'in tırnak aralarındaki DNA örneğinin de aynı kişiye ait olduğu belirlendi. İlk etapta gözaltına alınan D.C.Y., sevk edildiği hakimlikte adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 19 Nisan'da (5 gün sonra) Savcılığın itirazı üzerine tekrar gözaltına alınan D.C.Y. tutuklandı. 1 yıl süren mahkemenin sonunda, üçüncü duruşmada, “şüpheden sanık yararlanır” denilerek 12 Temmuz 2024 tarihinde D.C.Y.’nin beraatine karar verildi.
‘Cinayet’ mütalaası
D.C.Y. hakkında verilen beraat kararının ardından dosya istinafa taşındı. Karar, istinaf mahkemesinde onandı. Davanın Yargıtay'a taşınmasının ardından Yargıtay Savcısı ‘cinayet’ olduğuna kanaat getirerek beraat kararının bozulmasını istedi. Gelinen son aşamada hakimlerin kararı bekleniyor.
Son süreci sorduğum avukat Kısa Bilici, dosyanın şu anda Yargıtay incelemesinde olduğunu aktarıyor. “Yargıtay Savcısı intihar değil, cinayet olduğu kanaatiyle beraatin bozulması yönünde mütalaa verdi. Şu anda Yargıtay'da karar bekleniyor” ifadelerini kullanıyor.
Anne Akbaş da son süreci şu sözlerle değerlendiriyor: “Yargıtay Savcısı, ‘Cinayet’ dedi. Salihli Adliyesi beraat verince istinafa gittik. İstinafta da skandal bir karar çıktı. Yargıtay'a gidildi. Yargıtay Savcısı görüş bildirdi, şimdi hakimler cevap verecek.”
İstinafta kopyala yapıştır bir kararla başvurunun reddedildiğini aktaran anne Akbaş, “Sanki dosyada 2 sanık 1 yaralama olayı varmış gibi inceleme yapmadan, gerekçe kurmadan yazıldı.” diyor.
“İntihar değil”
Hacettepe Üniversitesi bünyesinde bulunan Adli Tıp Kurumu Ana Bilim Dalı; atışın uzaktan yapıldığı, intihar olamayacağı yönünde görüş bildirdi.
Rapor hakkında değerlendirmelerde bulunan Avukat Kısa Bilici, “Dosya, Ceza Dairesi'ne geçince Savcılığın tebliğnamesine ek olarak Hacettepe raporunu sunduk. ‘Zaten dosyada etkin bir soruşturma yürütülmedi. Rapor, dosyada kabul edilen gerçeği yansıtmıyor. Kişinin ölüm sebebi bitişik atış değil, uzaktan atış. Bu gerçek ortaya çıktı' dedik. Bu konuda bir inceleme yapılmasını istedik. O esnada polis memurları hakkında suç duyurusunda bulunduk.” ifadelerini kullanıyor.
Kararı değerlendiren Anne Akbaş, “Hacettepe Üniversitesi'ne resmi başvuruda bulunduk. İsteğimiz çok şükür kabul edildi. Buradan rapor geldi. Uzaktan atışmış, intihar ya da bitişik atış değilmiş. Çocuğum eline hiç silah almamış” diyor.
2 polis hakkında ceza davası
Davayla ilgili 2 polis hakkında da ceza davası açıldığını aktaran Kısa Bilici, “TCK'nın 281. maddesine göre delileri yok etme, değiştirme ve gizleme suçlamasıyla soruşturmayı yürüten 2 polis hakkında ceza davası açıldı. Aslında 4 polis memuru hakkında soruşturma yürütüldü; ancak ikisi hakkında takipsizlik kararı verildi. Kolonya dökenler hakkında şu anda takipsizlik mevcut. Ona da itiraz sürecindeyiz” diyor.
Konuya yönelik değerlendirmelerini sürdüren anne Akbaş ise, “En başından beri yardım ettiğini iddia ettiğimiz polisler vardı. Diğerleri için 'Kovuşturmaya gerek yok' denmiş. Ancak görüntülerde çok sayıda polis içeri girip çıkıyor.” ifadelerini kullanıyor.
“Sanık aleyhine bakılmamış”
Bilirkişi tarafından hazırlanan iddianamede, Yeşim'in alkollü olduğu ve bu etkiyle ‘intihar etmiş olabileceği’ ifadelerine yer verildi.
Avukat Kısa Bilici, iki tarafın da alkollü olduğunu; yalnızca Yeşim'in aldığı alkolün göz önünde bulundurulduğunu ve değerlendirmenin tek taraflı yapıldığını vurguluyor. “İki tarafın da alkollü olmasına rağmen, Yeşim'in alkollü olmasının intihara yönlendirip yönlendirmediği tartışılıyor. Bilirkişinin iki taraflı bir inceleme yapması gerekiyor. Sanık yüksek miktarda alkol almış. Sanık aleyhine bakılmamış. Kişi intihar edebiliyorsa cinayet de işleyebilir. Sadece maktulü suçlayıcı bir şekilde verilmiş. Objektifliği zedeliyor.” diyor.
“Benim kızım savaşmış”
İddianamede önceki ifadesinde D.C.Y.'nin yüzündeki yaraları sevdiği kedinin yaptığı, elinde ve tırnak aralarında bulunan kanı silmek için kolonya kullandığı aktarıldı. Anne Akbaş, “Şahsın suratında kanayan yara var. Benim kızımın tırnak aralarında DNA’sı çıktı. Benim kızım savaşmış.” diyor.
Yeşim'in ailesi, kızlarının şüpheli ölümünün aydınlatılabilmesi için yıllardır adalet mücadelesini sürdürüyor. Kızlarının hayat dolu olduğunu; intihar edecek biri olmadığını sık sık vurgulayan anne Akbaş, adil bir yargılama için kampanyasına destek bekliyor.
Gözler şimdi Yargıtay'dan çıkacak kararda!