3. Lig'de dananın kuyruğu cumartesi günü koptu. Son haftaydı. Bazı takımlar küme düştü, bazıları şampiyon oldu. Bunun dışında 2. sırayı alma ve Play-Off hattı içerisinde kalma savaşı da vardı. Ben daha çok İzmir ve sonrasında Ege Bölgesi takımlarını takip ettiğimden gözüm onlardaydı.

İzmir'de en önemli maç hangisi diye bana sorsalar, birçok kişiden farklı tercihte bulunur, Aliağa FK'yı seçerdim. Haftaya 2. sırada başladı, deplasmanda galip geldi ve rakibi evinde berabere kalınca şampiyonluğunu ilan etti. 

Camianın büyüklüğünü düşünecek olursam da Karşıyaka derdim. Hedef, ligi 2. sırada bitirmek ve grubun Play-Off finaline doğrudan kalmaktı. Önemli yapan sadece bu değildi. Rakip olarak gördüğü, şampiyonluğunu ilan etmiş Bursaspor'la oynuyordu ve ne olursa olsun kazanarak boy gösterisi yapmak istiyordu.

***

Cumartesi olmasına rağmen taraftarlar maça çok büyük bir ilgi göstermişti. İki takım taraftarı da kendilerine ayrılan tribünleri tamamen doldurmuşlardı. Tehlike düzeyi üst sınırda olduğu için de polisidir, bekçisidir her yer güvenlik görevlisi doluydu. Yoğun önlem alınmıştı. 

***

Karşılaşmada 2 farklı yarı izledik. İlk yarı Karşıyaka dizginleri eline aldı ve tek kale bir maç çıkardı. Fakat gol atabilen olmadı. 2. yarıya Bursaspor hükmetti. Yüklendi ama golü yiyen taraf oldu. Beraberlik için bastırdı fakat yine golü bulamadığı gibi uzatmalarda penaltı yaptırdı. Kaleci kurtarsa da tamamlayan rakip oyuncu olunca fark 2'ye çıktı ve müsabaka ev sahibinin 2-0'lık galibiyetiyle sona erdi.

Sahaya çok sayıda yabancı madde atıldı. Bir tanesi yardımcı hakeme geldi. Taraftarı sakinleştirmek isteyen Onur Akbay da nasibini aldı.

Bunun dışında tezahüratların % 85'i küfürdü. Karşıyakalılara, Bursaspor taraftarı da aynı şekilde karşılık verdi ve karşılıklı küfürleşme oldu.

***

Karşıyaka, oyuncularıyla, teknik yönetimiyle ve taraftarıyla adeta şampiyonluk maçına çıkmıştı. Her zaman sert futbolu tercih ederdi, bu sefer daha da sert oynadı. Hani derler ya ‘ayağa kafa uzatmak’, işte tam da öyle. Hiç korkmadan her topa girdi. Aşırı hırs vardı. Bu hırs defansif olarak işine yaradı ve rakip oyuncuları adeta bezdirdi. İkili mücadelelerde üstünlük kurdu. Fakat ataklarda biraz panik havası yarattı. Örneğin, yakın mesafeden rahatça kaleye vurulacakken, tüm güçle şutlar çekildi, auta atıldı. Pozisyon buldu, son vuruş gelmedi. Son kritik paslar bir başka deyişle asistler kolay da olsa atılamadı.

Yeşil-Kırmızılı takımın 3'lü defans sistemini çok beğenmiştim. Fakat 3 stoperi sakatlıklar yüzünden pek fazla bir araya gelemedi. Bu sefer gelmişti ve beraber oynadılar. Gayet de başarılı oldular.

Ferdi Burgaz uzun taç atabilen bir oyuncu. Bu özelliğini sadece 1 kere kullandı. Daha çok üzerinde durulmalı.

Haftaya Karşıyaka averajla 2. sırada başlamıştı ama ikili averajda Belediye Kütahyaspor üzerinde yer alıyordu. Kütahya ekibi, Düzcespor deplasmanında 2-0 öne geçmesine rağmen 90+3. dakikada yediği golle sahadan beraberlikle ayrıldı ve Yeşil-Kkırmızılılara 2. sırayı bırakmak zorunda kaldı. 

***

Bursaspor şampiyonluğunu önceden ilan etmişti. İzmir onlar için turistikti sadece. Bunu sahada oynadıkları oyunla gösterdiler. Sertliğe, sertlikle karşılık vermediler, sadece hakeme şikayet ettiler. Kendilerini pek yormadılar. Bu yüzden ilk yarı hücuma çıkmakta zorlanmalarına neden oldu. Çok kötü bir futbol ortaya koydu. Defansta kalabalık durması sayesinde gol yememeyi bildi.

2. yarı rakibinin biraz yorulmasının da etkisiyle dizginleri eline aldı. Az da olsa net pozisyonlar buldu fakat değerlendirmeyi başaramadı.