Üretkenliği yeniden tanımlamak yalnızca çalışma şeklimizi değiştirmek anlamına gelmez. İş hakkındaki zihniyetimizi değiştirmek de sürecin bir parçasıdır. Etki, kalite ve refaha odaklanarak daha sürdürülebilir ve tatmin edici bir çalışma ortamı yaratabiliriz.
Bu düşüncelere ek olarak, birkaçı daha var:
- Daha fazla saat çalışmak üretkenliği artırmaz. Önemli olan daha akıllıca çalışmaktır. Görevleri otomatikleştirin, işleri delege edin ve teknolojiyi kendi avantajınıza kullanın, mesela yapay zeka.
- Üretken olmak mükemmel olmak anlamına gelmez. İlerleme kaydetmek hedeftir. Hata yapma korkunuzun sizi harekete geçmekten alıkoymasına izin vermeyin.
- Üretken olmak için kişisel hayatınızdan ödün vermeniz gerekmez. Önemli olan iş ve yaşam arasında bir denge bulmaktır. Çok çalışın ama yaşamayı unutmayın.
Üretkenliği yeniden tanımlamak için bir yolculuğa çıkmamız gerekir, bir varış noktasına varmamız değil. Sonuçta, çalışma ve iş hakkındaki düşünce biçimimizi değiştirmek zaman ve çaba gerektirir. Yine de, değerli bir yolculuktur. Üretkenliği yeniden tanımlayarak daha sürdürülebilir, tatmin edici ve etkili bir çalışma ortamı yaratırız.
İnsanların üretkenliği nasıl yeniden tanımladıklarına dair örnekler
Bu kişiler kendi yaşamlarında üretkenliği yeniden tanımladılar:
- “4 Saatlik Çalışma Haftası” adlı kitabıyla tanınan Tim Ferriss, etki ve kaliteye odaklanarak üretkenliği yeniden tanımladı. “Bir günde yapmam gereken 10 önemli şey varsa, o gün önemli hiçbir şeyin yapılmayacağı %100 kesindir. Öte yandan, genellikle bir tane yapılması gereken şeyi halledebilir ve daha önemsiz davranışlarımı günde 2–3 saat boyunca bloke edebilirim” diyor.
- Popüler bir proje yönetim aracı olan Basecamp, David Heinemeier Hansson tarafından kuruldu. Hansson, refahı vurgulayarak üretkenliği yeniden tanımladı. İş-yaşam dengesi ve kişisel bakım onun için olmazsa olmazdır. Haftada 10 saat çalışırsanız ve mevcut iş modellerini kullanırsanız karlı bir iş kurabileceğinize inanıyor.
- Laura Vanderkam bir zaman yönetimi uzmanı ve “168 Saat” kitabının yazarıdır. Vanderkam, hepimizin haftada 168 saatimiz olduğuna ve bunları nasıl harcayacağımızın bize bağlı olduğuna inanır. Tavsiyesi, zamanınızı takip etmeniz ve böylece zamanınızı gerçekten ne yaptığınızı görebilmenizdir.
- Derek Sivers, 2008 yılında 22 milyon dolara sattığı bir çevrimiçi müzik mağazası olan CD Baby’yi kurdu. Sivers, daha azına evet diyerek üretkenliği yeniden tanımladı. “Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verirken, ‘Vay canına! Bu harika olurdu! Kesinlikle! Kesinlikle evet!’den daha az bir şey hissediyorsanız o zaman hayır deyin.”
- Jack Dorsey bir zamanlar hem Twitter hem de Square’in CEO’suydu. İki şirketi yönetecek kadar üretken olmayı nasıl başardı? Bu durumu, “Benim için işe yarayan şeyin günlerimi temalandırmak olduğunu buldum,” diye açıkladı.
Bunlar gibi farklı örnekler çoğaltılabilir. Burada asıl önemli nokta, sizin üretkenlik tanımınızın ne olduğu ve kendi kişiliğinize göre bunu nasıl ortaya çıkarttığınızdır!