Süper Ligi Galatasaray şampiyon kapattı ama ondan daha çok Fenerbahçe'nin kötü durumu konuşuldu. Taraftar 7 yıldır başarı yüzü göremeyen Başkan Ali Koç'a yüklendi ve istifaya davet etti. Fakat spor yazarları başkanı değil de teknik direktör José Mourinho'yu suçlu buldu ve gelecek sezon devam edilmemesini savundu.
Futbolcuları da suçlayanlar oldu ama bir konu var ki ondan bahsedenler pek olmadı; o da kadro yapısı. En büyük sorun işte tam da buradaydı. İstediğiniz kadar deneyimli, kaliteli oyuncu alın eğer birbirlerine uyum sağlayamazlarsa başarılı olma şansınız çok düşer. Bunun en iyi örneğini Şampiyonlar Ligi finalinde gördük.
***
Fransa ekibi Paris Saint-Germain, kısa adıyla PSG’nin 2011 yılında Katarlılar tarafından satın alınmasıyla adeta paraya boğuldu. 2 milyar euro harcanarak Messi, Neymar, Kylian Mbappé, Angel Di Maria, Zlatan Ibrahimović gibi yıldız futbolcu ve Tuchel, Ancelotti, Pochettino, Emery gibi dünyaca ünlü teknik direktörler kadroya katıldı. Ligue 1’de 11 kez şampiyon oldu ancak Avrupa'da yarı finalden daha ileriye gidemedi.
Bu sezon takımın başına Luis Enrique getirildi. Transfer politikası tamamen değişti, yıldız oyunculara, generallere değil, çok koşan ve savaşan kaliteli askerlere yönelindi, yaş ortalaması 23'e çekildi. Bunun ödülünü de hemen aldı ve Şampiyonlar Ligi kupasını kazanarak Avrupa'nın en büyüğü oldu.

Fenerbahçe çok övüldü

Gelelim Fenerbahçe'ye...
Sarı Kanarya, PSG'nin geçen yıllardaki sistemini uyguladı adeta. Transfer yaparken sadece isimleri ön plana çıkardı. Birbirlerine uyum sağlayıp sağlamayacağını hiç düşünmedi. Başlarda her şey yolundaymış gibi gitti ve herkes tarafından övüldü, başarılı olacağı söylendi. Daha sonra açıklar bir bir ortaya çıkmaya başladı.
Edin Džeko ve Dušan Tadić transfer edildiği zaman hem köşe yazımda hem de Youtube'daki kanalımda ikisini de eleştirmiştim. Yaşlı oldukları için çok koşamayacaklarını ve takımın savaşçılığını çok düşüreceklerini belirtmiştim. Bunun yanında geçmişleri başarıyla dolu olduğu için artık emeklilik moduna girebileceklerini ve sadece alacakları parayı düşünebileceklerini eklemiştim.
Santraforda Dzeko varken aynı özelliğe sahip, fazla koşmayan savaşmayan, ceza alanı golcüsü Youssef En-Nesyri alındı.
Önceki kulüplerinde yaşadığı sorunlar olduğu halde Allan Saint-Maximin transfer edildi. Çok hızlı bir oyuncu ve topla hızlandığı zaman durdurulması zor. Ancak pas ve bitiricilik konusunda çok zayıf olduğu biliniyordu. Üstelik ondan defansa yardım etmesi de beklenemezdi çünkü böyle bir kapasitesi yoktu.
Birden fazla kişinin defansif yönünün düşük olması sebebiyle bazı oyunculara çok yük bindi. Bu futbolcular fazlaca yorulduğundan hücuma yeterince destek veremedi. Sonuç olarak ne hücumu ne de defansı takımca yapamadı ve sezonu kupasız kapatmak zorunda kaldı.

Beşiktaş da aynı sorunu yaşadı

Kara kartallar üst seviye takımları yendi, diğer takımlara puanlar dağıttı. Başlıca sebebi kadrosunun hızlı hücuma uygun olmasıydı. Topla çok oynayınca başarılı olamadı ama rakibe bıraktığında hızlı oyuncuları sayesinde sahadan mutlu ayrıldı.