Hayatımızın üçte birini işte geçirdiğimiz söylenir. Yaptığınız işi seviyor olsanız bile, bu büyük bir zaman dilimi. Peki, nasıl daha az zaman harcayarak çalışabiliriz? Sınırlar belirleyip bunlara bağlı kalarak.
İş yerindeki sınırlar tam olarak nedir? Bunlar, kendinizi işin aşırılıklarından korumak için oluşturduğunuz fiziksel, duygusal, zihinsel ve profesyonel engellerdir. Kişisel ve zihinsel alanınızın etrafına kırmızı çizgiler çizerek kontrolün sizde olduğundan emin olabilirsiniz. Ve bunun sonucunda şunları yapabilirsiniz:
- Tükenmişlikten kaçının
- İş yükünün aşırı artmasını ve aşırı taahhütte bulunmayı önleyin
- Kabul edilebilir ve kabul edilemez davranışları tanımlayın.
İşle ilgili sınırlara örnek olarak fiziksel, zihinsel, mesleki ve zamansal sınırlar verilebilir. Kısacası, bunları kabul edip başkalarına bildirerek daha sağlıklı, daha mutlu ve daha üretken olabilirsiniz.
Peki, iş yerinde gerçekçi sınırlar nasıl çizilir? İşte denemeniz gereken on teknik.
1. Kişisel sınırlarınızı değerlendirin
Sınırlarınızı belirleyip iletebilmeniz için, biraz öz değerlendirme yapmak üzere biraz yalnız zaman ayırmanız gerekecek. Neden mi? Çünkü bunların değerlerinizi ve önceliklerinizi nasıl etkilediğini anlamanız gerekiyor.
Örneğin, iş yerindeki toksik bir ilişkinin ruh sağlığınızı veya teslim tarihlerine uymanızı etkilediğini varsayalım. Bu durumda, kendinizi onlardan uzaklaştırmanın yollarını bulmanız gerekir. Farklı bir programda çalışıyor olabilirsiniz veya onlara sıkı bir programınız olduğunu ve sohbet etmeye zamanınız olmadığını kibarca bildirebilirsiniz.
İşinizin yanı sıra kişisel hayatınızı, ilişkilerinizi ve tutkularınızı da göz önünde bulundurmalısınız.
Bir başlangıç noktasına mı ihtiyacınız var? Dr. Dana Gionta iş yerinde sınırlar oluşturmak için adım adım bir yaklaşım özetliyor;
- Sınırlarınızı bilin
- Duygularınızın farkında olun
- Kendinize sınırlar koyma izni verin
- Çevrenizi hesaba katın
2. Görevlerinizi sınıflandırın
Bir günde her şeyi halletmek için yeterli zaman olmadığını mı hissediyorsunuz? Eğer bu durum sık sık tekrarlanıyorsa, size kötü bir haberim var. Zamanınız kısıtlı değil. Sadece onu doğru yönetemiyorsunuz.
Bunun asıl sebebi tam olarak nedir? İş yükünüzü önceliklendirmemenizden başka bir şey olmayabilir.
Programınıza ve sınırlarınıza bağlı kalmak için, iş görevlerinizi öncelik sırasına göre nasıl önceliklendireceğinizi öğrenin. Eisenhower Matrisi gibi bir teknik de işinize yarayabilir.
İşleyiş şu şekilde: En acil ve önemli görevler hemen şimdi tamamlanmalıdır. Bu kategoriye girmeyen görevler ise devredilebilir, daha sonraya planlanabilir veya elenebilir.
3. Vazgeçilmezlerinizi belirleyin
Jayne Hardy kitabında, “Verdiğimiz hemen her iş kararının sonuçları ve tavizleri vardır,” diye yazıyor. “Fazla mesai yapmamız istendiğinde, aynı anda iki yerde olamayacağımız için başka bir yerde gerçekleşen bir takas söz konusudur.” Farkında değilsek, bu fedakarlığı yaptığımızı fark etmeyebiliriz.
Hardy, “İşle ilgili yapabileceğimiz seçimlerin sonuçlarını tartmak için zamanımız ve alanımız olduğunda, önceden yazılmış, pazarlık edilemez bir listeye sahip olmak faydalıdır,” diye ekliyor. “Fazla mesaiye evet diyorsak, neye ‘hayır’ diyoruz?
Örneğin, yalnızca bir ev için peşinat ödemeniz veya yeni bir ürünü piyasaya sürme telaşında olduğunuz için fazla mesai yapmayı kabul edersiniz. Diğer örnekler arasında, doğum günlerini asla kaçırmamak veya çocuklarınız hasta olduğunda onlara bakmak gibi ailenizi öncelik haline getirmek yer alabilir. Ya da rahatlamak ve enerji toplamak için uygun bir öğle yemeği molası vermek de olabilir.
Hardy, “Pazarlık konusu olmayan konularımız iletişim yöntemleriyle ilgili olabilir,” diyor. “Belki de iş arkadaşlarımızın WhatsApp, kısa mesaj veya sosyal medya aracılığıyla bizimle iletişime geçmesini istemiyoruz çünkü yakın arkadaşlarımız ve ailemizle bunları kullanmayı tercih ediyoruz.”
“Pazarlık edilemez şeylerin bir listesini oluşturmak, bizim için neyin önemli olduğunu ortaya çıkarmamıza yardımcı olur,” diye devam ediyor. “Ve onlardan yola çıkarak, önceliklerimizi desteklemek ve korumak için sınırlar oluşturabilir, iletebilir ve müzakere edebiliriz.”