Orta Vadeli Program (OVP 2026-2028), Türkiye'nin ekonomik yol haritası olarak Eylül 2025'te yayımlandı. 2026 bütçesi, mali disiplin ve sürdürülebilir büyüme odaklı tasarlanmış olarak 16 Ekim 2025 tarihinde TBMM’ye sunuldu.
Merkezi yönetim bütçe açığının GSYH'ye oranı % 3,5,
Gelirler GSYH'nin % 33,1'ine,
Giderler % 36,2'sine denk düşüyor.
Vergi yükü % 25'e çıkarılarak (önceki yıla göre 1,2 puan artmış), kayıt dışılıkla mücadele edilecek.
GSYH 1,658 trilyon USD varsayımıyla,
personel giderleri 5,5 trilyon TL,
faiz ödemeleri 3,3 trilyon TL,
sermaye harcamaları 140 milyar TL olarak planlanıyor.
Büyüme % 3,8, enflasyon % 16 (TÜFE yılsonu) ve işsizlik % 8,4 varsayımları temelinde, bütçe dengesi sıkı para politikası ve vergi reformlarıyla destekleniyor. Hedefler, 2025'teki % 3,6 açığın düşüşüyle toparlanmayı öngörüyor; kamu harcamalarında % 10 verimlilik artışı ve yeşil/dijital dönüşümle dengelenme amaçlanıyor.
Bu hedef tutar mı? Kısmen evet, ama ihtiyatlı yaklaşım şart. OVP, geçmiş OVP'lerden (2025-2027) daha gerçekçi; enflasyon revizyonu (% 16'ya çekilmesi) 2025 sonu % 28,5 gerçeğine uyumlu. Büyüme % 3,8 temkinli – küresel yavaşlama (% 3,1 dünya büyümesi) dikkate alınmış. Vergi artışı (kripto varlıklar, enflasyon düzeltmesi) gelirleri güçlendirme ihtimali bulunuyor.
Uygulamanın başarılı olması halinde (mali disiplin korunursa), 2026 sonunda açığın % 3,5'te kalması mümkün görünüyor. Dış ticaret bakımından ihracatın 282 milyar dolar hedefi, ithalatın 378 milyar dolara ulaşması; 98 milyar dolar dış ticaret açığı ile cari açığın -% 1,3'te kalması düşünülüyor. Cari açığın bu kadar düşük çıkmasında turizm ve Yeşil Mutabakat odaklı AB uyumunun desteği açıktır.
Riskler ise katmer katmer… Küresel boyutta, jeopolitik gerilimler (Ortadoğu ve Ukrayna) enerji fiyatlarını (Brent 65 USD varsayımı) yükseltmek için yeterli. petrol fiyatlarındaki % 10’luk artış, enflasyonu % 3 yükseltir, cari açık % 0,5 büyür.
ABD tarafında ticaret korumacılığı var bir de… İhracatı vurur. OVP'nin büyüme hedefi tedarik zinciri bozulmaları ile hedefi % 0,5 aşağı çeker. İçeride hizmet ve gıda % 20+ enflasyon etkisiyle her yeri zorlar. İklim kaynaklı tarım şokları (kuraklık) vergi gelirlerini % 5 azaltabilir. Seçim popülizmi ile af beklentisi ve deprem sonrası harcamalar (2026'da 157 milyar TL) mali disiplini tehdit eder;
Finansal sıkılaşma faizin % 30’lara inmesi başka sorunları da tetikleyebilir. Tek çıkış ihracatta yaşanacak belirgin artış… CDS yeniden 300’lere yöneldi; 200 başları iyidir. Ama bir küresel resesyon var. Bu da sermaye kaçışını tetikler.
Bu yol haritası bizi fırtınadan koruyamaz ama en azından bize doğru yaklaşan cismi tarif ediyor…