Daha önce kimi yazılarımda da bahsetmiş olduğum gibi Amerika Kıtası’nda türemiş ilk insan kültürleri ve onların genetik izleri hakkında pek çok teori bulunmakta ve gün geçtikçe bunların bazılarını destekleyici nitelikte bulgulara rastlanmakta. Genellikle sadece yerel seviyede bilinen ve üzerlerinde birtakım çalışmalar yapılsa dahi ilgili kimseler dışında pek tanınmayan bir takım unsur Kuzey Amerika’nın ve genel olarak tüm kıtanın tarihinin anlaşılmasına yardımcı olabilecek nitelikte. Binlerce yıldır insanoğlu, farklılığı doğamızdan çok yerel etkenlerden kaynaklanan ama kökünde, aynı dürtü ve nedenlerden doğan pek çok obje ve yapıyı ardında bıraktı. Bunların arasında en yaygın olarak görülen tema yüksek ya da yükselen yapılar; yani anıt mezarlar, piramit tipi yapılar ve tümülüsler. Şekilleri ve farklı özellikleri vasıtasıyla sembolik ve daha derin anlamlar da içeren bu yapıları dünyanın çoğu yerinde görmek mümkün ancak Kuzey Amerika akla ilk gelen bölge olmamasına karşın bu yönden şaşırtıcı derecede zengin. Bahsettiğimiz bölgede insan yapımı binlerce höyük veya tümülüs olarak tanımlanabilecek beşerî tepeler mevcut. Çok eski olduğu tahmin edilen bu höyüklerin bazılarının yaşları hakkında bilgi edinmek daha kolay olsa da bazıları hakkında ulaşılabilecek bilgi gerçekten de az. Ancak yakın zamanda Louisiana Eyalet Üniversitesi Kampüsü’nün kuzeyinde bulunan ve Louisiana’daki 800’den fazla höyükten sadece ikisi olan bir çift insan yapımı antik tepecik üzerinde yapılan bir araştırma şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkardı. Şimdileri üstleri çimen ve bitkiler ile kaplı olan bu yapıların yaşını öğrenmek için yüzeylerinin altındaki farklı katmanlardan alınan örnekler hakkında analiz yapılırken hayvan kemikleri, kül ve kil gibi şeyler içeren bölümler ile karşılaşıldı. Küllerin büyük çoğunluğunun saz bitkisine ait olduğu ve buna sebep veren bir ateşin sağlayacağı ısının yüksekliğinin yemek pişirmek için çok fazla olacağı çıkarımını yapan araştırmacılar bu höyüklerdeki yakılmış ateşlerin ritüel veya dini amaçlar için kullanıldığı kanısına vardılar. Çevrenin toprak yapısını da inceleyerek bahsettiğimiz iki höyükle karşılaştıran araştırmacılar bu yapıların inşa dönemleri, kullanım yılları ve genel tarihçeleri hakkında kapsamlı bilgilere erişirken “B” olarak adlandıkları höyüğün 11 bin yaşında olduğu ve “A” adlı höyüğün de 7 bin 500 yaşında olduğunu hesapladılar. Şaşırtıcı olan şu ki, bu bulgular B höyüğünü Amerika Kıtası’ndaki en eski insan eliyle yapılmış yapı kılıyor ve birçok araştırmacıya göre bu rekor ancak daha önce tarihlenmemiş başka bir höyük tarafından kırılabilir. B höyüğünün katmanlarında görülen ve hala gizemini koruyan bir durum ise yapılan analizlere göre günümüzden 8 bin yıl önce, ortalama bin yıl boyunca terk edilmiş olması. Araştırmacılar bu höyüklerin 6 bin yıl kadar önce Arcturus yıldızından doğmuş olacağı hatta uygun yönde inşa edildiğini de savunmakta.