Türkiye’de dolandırıcılık, son günlerde rekor seviyeye çıktı. Bundan daha önce yazdığım yazılarda uluslararası dolandırıcılığı yazmıştım, bu yazılarım büyük ilgi görmüş, bununla ilgili birçok telefon ve mail almış, bir yazımda da bu dolandırıcılığın merkezinin Afrika olduğunu belirtmiştim.
Şimdi, Türkiye genelinde dolandırıcılık aldı başını gidiyor. Ama buna önlem alınması da çok zor görünmekte! Dünya genelinde son dolandırıcılık olayına Endonezya da katıldı. Bunlar Türkiye’deki insanları hedef aldılar. Nasıl mı? “Sizlere günlük aylık para kazandıracağız” diye mesaj atarak belli sitelerden alışveriş yapmanızı istiyorlar ve hesaplarınıza girmeye çalışıyorlar.
Son günlerde başıma gelen iki olayı sizlere anlatmak isterim. Geçtiğimiz günlerde, Türkiye’nin bir büyük sanayi grubu ve onun bankası adına, bu grubun borsası adına aradıklarını söyleyerek aradılar beni, yatırımla ilgilendiğimi, bu borsaya yatırım yapmamı istediler. Ben de “Bu banka o grubun bankasının, eğer istersem ben oradan yatırım yaparım” dedim. Gelen cevap “Olamaz, bizim üstümüzden yapacaksınız” dediler, burada bir soru işareti doğdu kafamda. Evet, bu dolandırıcılık diyerek aradıkları numarayı tekrar aradım ama kullanımda değil diye yanıt geldi. Ardından daha sonra Avrupa Borsası’ndan gelen bir telefonla arandım. Daha önceleri hiç borsaya girmemiştim ve bu borsada kalan bir miktar paramın olduğu söylendi! Ben bu durumu umursamadım, çünkü hayatımda borsada hiç oynamadığım gibi bilgim dahi yoktu. Israrla arka arkaya üç gün arandım, bu paranın 33 bin dolar olduğunu, bana iade etmek istediklerini söylediler. Ben de “Bu para sizin olsun” dedikçe işlemi yapmak için WhatsApptan aradılar, ekran paylaşmamı istediler, banka hesaplarımın üstünden havale yapalım diyerek WhatsApp uygulamasını kullanmamı ısrarla istediler. Aradıkları bu numaralar WhatsApp üzerindendi. Birisi Birleşik Krallık diğeri ise Litvanya idi.
İşte bu, ayrı bir dolandırıcılık türü. Son günlerde emniyete ait karakollardan aranılarak birçok arkadaşımızı korkutarak dolandırıcılık yapmaya çalışan bir gurup var. Bu kişiler “Yok terör olayları, yok başka bahaneler” öne sürerek insanları korkutmak suretiyle para almaya çalışıyorlar. Bu durum, son günlerde tanıdığım birçok arkadaşımın başına geldi. Aynı şekilde ben de arandım. Bu olaylar için Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürlüğü’nü aradığımızda “Geçmiş olsun, paranızı kaptırdınız mı?” denilerek hiçbir işlem yapılmıyor. Bunu bilen sahtekarlar rahat bir şekilde önüne geleni dolandırmaya çalışıyorlar.
İşte son günlerin Türkiye’si böyle. Son günlerin konusu dolandırıcılık. Hukuk var ama işlem yok, dolandırıcı rahat, dolandırılan ise mağdur ve olan, giden parasına oluyor.
Cumhurbaşkanımız “Türkiye İsrail’in tehdidinde” dedi ve ortalık karıştı. TBMM’de gizli oturumlar yapıldı ama ortada bir şey yok. İşte son günlerin bombası olarak, kullanımda olan ve limiti 100 bin liranın üzerinde olan kredi kartlarına savunma sanayii için yıllık 750 lira ekstra aidat kesintisi çıkmıştı. Türkiye genelinde limiti 100 bin liranın üzerinde olan kartlara ek vergi. Bu da Türkiye genelinde kullanımdaki kredi kartlarının yüzde 49’una denk geliyor. Türkiye’de kullanılan kredi kartlarının yarısından ek vergi alınacak. Bu, dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir vergi türü, Maliye Bakanımızın aklına nereden geldi diye merak ettim.
Bu durum karşısında birçok vatandaşımız kartlarının limitini düşürmenin yollarını aradı, bankaları arayarak! Ama bu kanun tasarısı Meclis Komisyonu’ndan geçmedi ve 2025 yılına kalması için tasarı geri çekildi.
Türkiye’de dolandırıcılık aldı başını gidiyor, bununla ilgili hiçbir işlem yapılmazken bir de yeni vergilerle vatandaş zora sokulmaya çalışılıyor. İşte Türkiye’nin son hali bu. Adalet yok, polise karşı gelen, polisi bıçaklayan adam, birçok suçtan sabıkası olan kişiler dışarıda serbest dolaşıyorlar. Temennimiz odur ki, gelecek nesilleri yaratacak olan çocuklarımızın bu tuzaklara düşmemesi ve iyi bir gençlik yetiştirerek iyi bir geleceği yaratabilmek.
Bana göre önemli olan, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi vicdanı hür, irfanı hür düzgün nesiller yetiştirmek. İşin aslı bu!