2023 yılında İzmir’in Karabağlar ilçesinde evinde kurdele ile asılı halde ölü bulunan 25 yaşındaki Ece Ocakdan’ın ailesi, kızlarının şüpheli ölümünü aydınlatmak için adalet mücadelesini yıllardır sürdürüyor.
Ece Ocakdan, 27 Mayıs 2023 tarihinde şüpheli bir şekilde ölü bulunduktan sonra ailesi bu olayın intihar olmadığını anlatmak için aylarca karakolun ve savcılığın kapısını aşındırdı. Ece'nin annesi Halime Ocakdan o anları şu sözlerle anlatıyor: “Ben nasıl diyeyim? Ben 1 yıl boyunca savcının kapısını çaldım; 1 yıl. Sesimi duyuramadım. Ben nasıl diyeyim, 1 yıl boyunca boşluğa konuştum. Evden parmak izi dahi alınmamış” diyor.
Ece’nin eski eşi T.Y.Y. hakkında 'intihara teşvik etme’ suçlamasıyla başlayan soruşturma kısa bir süre sonra ‘intihar’ denerek kapatıldı. Davayı gönüllü olarak üstlenen avukat Kubilay Büber, T.Y.Y. hakkında ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla Savcılığa sunmak için yeni bir dosya hazırladı. Yaşanan bu yeni gelişme Ece’nin şüpheli ölümünün aydınlatabilmesi için umut oldu.
Aile üyeleri ve ailenin avukatı ile yaptığım görüşmeleri aktarmadan önce olayın detaylarını aktarmak istiyorum. Ece hayatını kaybetmeden 36 gün önce (21 Nisan 2023) darbedilmiş ve yoğun bakımda tedavi görmüş. Olayın ardından uzaklaştırma kararı çıkarılıyor ve uzaklaştırma kararı devam ederken Ece şüpheli bir şekilde yaşamını yitiriyor.
Ece Ocakdan dosyasında gözaltı yok. Savcılık incelemesi ve otopsinin ardından Ece’nin kendini asarak öldüğüne karar verilmiş. Ölüm tarihi netleştirilemediği için raporda yer verilememiş.
Süreç hakkındaki son durumu öğrenmek için ulaştığım aile üyeleri ve ailenin avukatı Kubilay Büber, Ece’nin intihar süsü verilerek öldürüldüğünü iddia ediyor. Aile, dosyanın tekrar açılması gerektiğini; bu olayın bir ‘cinayet’ olduğunu ve yeterli deliller bulunduğunu savunuyor.
Eli kulağında
Dosya üzerinde çalışmalarını sürdüren avukat Büber, daha önce verilen takipsizlik kararının dosyanın niteliğiyle ilgili olduğunun altını çizerek, “Soruşturma o tarihte ‘intihara teşvik’ suçundan açılmıştı. Dolayısıyla Ece’nin intihar ettiğine yönelik bir değerlendirmeyle bakılmış dosyaya. Oysa dosyayı incelediğim zaman Ece’nin intihar etmediği, öldürüldüğü kanaatindeyim. Dolayısıyla daha önceki dosya intihara teşvik olarak yürütüldüğü için 'kasten öldürme' suçundan soruşturma yapılmasına yönelik bir engel bir durum bulunmamakta” diyor.
Rapordaki eksikler
Hazırlanan otopsi raporundaki eksiklere yönelik açıklamalarda bulunan Büber, “Otopsi raporunda asılarak ölüm olarak değerlendirilmiş. Ama kişinin öldürüldükten sonra asılmış olabileceği üstünde durulmamış. Ece dışarıda ya da ev içerisinde öldürülmüş olabilir. Ama sonuçta öldürülme eyleminin gerçekleştirilmesinden sonra olaya asılarak intihar süsü verilmeye çalışılmış. Bunu tespit ettim ve dilekçemde detaylı bir şekilde ortaya koydum. Hakkaniyetle çalışabilecek bir savcı çıkarsa inanıyorum ki failler de gerçekler de ortaya çıkacak” şeklinde anlatıyor.
Arabadaki 3 kişi kim?
Ece’nin cansız bedeni kaybından günler sonra bulundu. Bulunduğundaysa Ece’nin bedeni çürümeye yüz tutmuştu. Otopsi raporunda Ece’nin hangi gün öldüğüne yönelik net bir tarih yok. Fakat Ece’nin en son görüldüğü gün, evinin önüne arabayla gelen o süreçte boşanma aşamasındaki erkek T.Y.Y. ve 3 kişiden bahsediliyor.
Avukat Büber konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “3 kişi gelip viski içmişler, uyuşturucu kullanmışlar. Sonra Ece’yi de alıp götürmüşler. Ondan sonra Ece’nin nerede, nasıl olduğu konusunda kimse haber alamamış. Dilekçemde dile getirdim.” diyor.
Kendisine sorular yönelttiğim baba Coşkun Ocakdan da aynı kişiler hakkında benzer ifadeleri kullanıyor. “Şahitlik yapmak isteyenler de var ama başlarına bir iş gelir diye korkuyorlar. 'Gizli olursa konuşuruz' diyenler de var. Tüm mahalle her şeyi anlatıyor ama kimseyi sorguya almadılar. Son gün mahalleye 3 kişi daha geliyor. Aynı sokağın içinde 1,5 saat viski içiyorlar. Bunların kim oldukları neden açıklanmıyor? Sokakta herkes görüyor bunu. Ece de tavuk alıp eve geliyor; Ece’den bardak istiyor. 'Bin hadi arabaya gidiyoruz' diyor. Gidiş var dönüşü yok bir daha. Ondan sonra çocuk gidiyor zaten. Bu olayın kesinlikle evde olmadığını düşünüyoruz.” diyor.
“Koruma kararı vardı”
Aynı değerlendirmelerde bulunan anne Halime Ocakdan, “Bu işin içinde ayın 23’ünde (23 Mayıs 2023) arka koltuktaki 3 kişi kimse onlar var. Bu kişilerden hiç bahsedilmemiş. T.Y.Y.'nin iki farklı ifadesi var. Birinde 'Karşılaştık konuştuk ayrıldık.' diyor. Diğerinde 'Konuştuk eve geldim birkaç gün kaldım kavga ettik ayrıldım.' diyor. Hangisi doğru? Kızımın koruma kararı vardı” diye ekliyor.
Ece'nin dosyasına verilen takipsizlik kararını değerlendiren anne Ocakdan, “Kızımın otopsi raporunu aldıktan sonra itiraz ettim. 'Benim kızım ölmedi, öldürüldü.' diyerek dilekçe yazdım. Dilekçeyi adliyeye götürüp verdiğim zaman tam çıkarken, 'Geri gelir misiniz?' diye beni aradılar. Kızımın dosyasına takipsizlik kararı verildiğini öğrendim. İtiraz ettim; itirazım kabul edilmedi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun avukatı da itiraz etti, onu da kabul etmediler.” diye anlatıyor.
Evi kim temizledi?
Kızının olay yeri görüntülerini izlediğini aktaran anne Ocakdan, 1 parmak kalınlığındaki kurdelenin Ece'yi sandalyede yarı oturur vaziyette ayakta tuttuğunu, Ece'nin kanlar içinde (pantolonu, çorapları dahil) bulunduğunun altını çizdi. Kapıda mühür olduğu için kendilerine '1 yıl eve girmeyin' dendiğini; eve girdiklerindeyse kapıda mühür görmediklerini, evi temizlenmiş halde bulduklarını ifade etti. “Kızımdan kalan her şeyi muhafaza ediyorum. Kızımın üzerinde delil niteliğinde şeyler mutfağın orta yerine atılmıştı. Evden hiçbir şey çıkarılmaması gerekiyordu. Kedilerin tuvalet kabını bile çıkarmışlar. Eve girdiğimde kızımın bulunduğu kadife kumaş sandalyede tek bir leke yoktu. Tüm camlar açıktı. Bir el vardı üstünü kapattılar” diyor. Anne Ocakdan kızlarının üzerinden çıkartılan beyaz tişörtünün kayıp olduğunu sözlerine ekliyor.
Anne Ocakdan'ın iddiaları arasında Ece'nin tırnakları da yer alıyor. Ocakdan kızlarının olayın öncesinde protez tırnakları olduğunu fakat kızları bulunduğunda tırnaklarının çıkarılmış olduğunu iddia ediyor. Sözlerine şöyle devam ediyor: “Kızımın 1-2 gün öncesinden fotoğrafları var elimde. Fotoğrafta protez tırnakları var. Fakat kızımın cansız bedeni bulunduğunda o tırnakları yoktu. Kısacıktı tırnakları. Benim kızım asla öyle durmazdı. Ayak tırnaklarındaysa ojeleri duruyordu. Şahsın göğüs kısmındaysa tırnak yaraları vardı.”
Anne Ocakdan kızlarının kendilerini arayıp yüz yüze çok önemli şeyler anlatacağını fakat anlatmasına izin verilmediğini iddia ediyor. “Kızım 21 Mayıs’ta arayıp 'Anne eve gelip babamla sana çok önemli şeyler anlatacağım' dedi. Ben de 'Telefonda söyle.' dedim. 'Hayır anne telefonda anlatılacak şeyler değil.' dedi. Ama kızımın anlatmasına izin verilmedi. Ondan sonra kızımı göremedik.” ifadelerini kullanıyor.
“Mücadeleden vazgeçmeyeceğim”
Ece'nin ailesi gerçek sorumluların yargılanması için adalet mücadelesine devam ediyor. Anne Ocakdan, “27 aydır ne gecem ne gündüzüm var. Ben kızımı geri getiremeyeceğim, bunun farkındayım. Ama benim gibi başka bir anne de mezarlığa gidip kara toprakla konuşmasın. Dışarıda olduğu sürece başka bir annenin daha canını yakacak. Başka bir Ece’yi daha kara toprağa koyacak. Canımı yakan da şu; benim kızımın hayatını mahvetmemiş gibi hayatına çok güzel devam ediyor. Kızımın haberi cumartesi günü geldi. Her cumartesi aynı acıyı yaşıyorum. 27 aydır her pazar kızımın yanındayım. Adalet yerini bulsun istiyorum, tek isteğim adalet yerini bulsun. Hakkımda, 'Takıntılı bir anne, bu olayı takıntı haline getirdi’ dendi. Ben bu işin peşinde olduğum için bana böyle hitap edildi. Bir anne daha mezar başında ağlamasın diye savaşıyorum. Ölen çocukların hepsi bizim evlatlarımız. Ben haberleri izlediğimde kızımın acısını tekrar yaşıyorum. Benim kızımı sahipsiz gördüler. Benim kızım sahipsiz değildi. Bu aile bizimle baş edemez, diye düşündüler. Bu can bu bedende nefes aldığı sürece mücadele etmekten vazgeçmeyeceğim.” diyor.
Kayıp telefon nerede?
Anne Ocakdan eski eş T.Y.Y.'nin telefonunun olaydan sonra kaybolduğunu Ece Ocakdan'ın telefonunda ise şifre olduğu için halen açılamadığını aktarıyor. “Saçındaki kılı kaybetmeyecek bir insanın telefonu kayboldu. Kızımın telefonu bana kırık halde teslim edildi. Peki, kızımın telefonu neden açılamadı? 'Şifresi var; şifresi çok güçlü.' diyorlar. Herkes 'Bilişim çözer' diyor ama bir türlü açılmadı. 'Bir telefonu bile açamıyorsa Bilişim ne işe yarıyor' dedik. Öyle bir cenderedeydik ki neyle savaşacağımızı şaşırdık. Ece‘ye dair bir toplu iğne başı kadar bile bir araştırma olmadı. Tek denilen ‘Kendi iradesi ile yaptı, alkol oranı çok yüksekti' oldu’”
“12 saat geçmeden ortaya çıktı”
Ailenin iddiaları arasında Ece'nin ayın 21-24 Mayıs tarihleri arasında öldürüldüğü yer alıyor. 24'ünde T.Y.Y.'nin arkadaşlarının Ece'ye ulaşmaya çalıştığını ifade ederek, “Ece'nin sosyal medyasında o gün müthiş bir hareketlilik olmuş” diyor.
Kızlarına ayın 26'sından itibaren ulaşmaya çalıştığını aktaran anne Ocakdan, 12 saat geçmeden Ece'nin cenazesinin ortaya çıktığını vurgulayarak, “Bu kadar tesadüf olamaz” ifadelerini kullanıyor. T.Y.Y. ise ifadesinde Ece'ye ulaşamayınca çilingirle eve girdiğini ve Ece'nin cansız bedenini bulduğunu söylüyor. Aile bu iddialara karşılık T.Y.Y.'nin kendinde anahtar bulunduğunu dile getiriyor.
Baba Coşkun Ocakdan'ın iddiaları ise kan donduracak türde. Baba Ocakdan eski eş T.Y.Y'nin kızlarının sırtından para kazandığını iddia ederek, “Benim kızımı satmaya kadar her şeyi yaptırmış. Kızımı bıçakla kovaladığına yönelik arkadaşı ifade verdi. Yenilir yutulur şeyler yaşamamış kızım” diyor.
“Sonuna kadar gideceğiz”
Baba Ocakdan soruşturma sürecinin lehlerine işlemediğinin altını çizerek “En azından dava açılsın. Biz haksızsak en azından boynumuzu bükeriz. Ama bizim sorduğumuz sorulara bir cevap verilsin. Bizi ahım şahım görmediler; nasıl olsa peşine düşmez, dediler. Ama Allah bize güç verdiği sürece sonuna kadar gideceğiz.” diyerek bir adil yargılama talebinde bulundu.
Anne Ocakdan'ın iddiaları da tüyler ürperten nitelikte. Anne Ocakdan kızlarının arabada öldürülmüş olabileceğini iddia ederek, “Alsancak Barlar Sokağı'nda T.Y.Y. ve arkadaşları kızıma ilişki teklif ediyor. Kızım kabul etmeyince orada darbediliyor. Hatta oradaki insanlar da tepki göstermişler. Kızımın aynı sebepten dolayı arabada öldürüldüğünü düşünüyoruz. Arabasına canını verirdi kızım. Araba kızımın ölümünden 2-3 ay sonra başka birine satıldı. Araba da araştırılmadı. Her gittiğimde ret ile karşılaştım.” diyerek sözlerini sürdürdü.
Ece'nin şiddet gördüğü iddialarına yönelik açıklamalarda bulunan anne Ocakdan, “Benim kızım on erkeğe bedeldi. Naifti ama bir o kadar da gözü karaydı. Benim kızıma tek başına bunu yapamazdı. Nasıl darbediyordu dersen kızıma madde veriyordu ve savunmasız bırakıyordu.” diye ekliyor.
“Savaşım boşa değil”
Kızlarının hakkında çıkan iddialara yanıt veren anne Ocakdan, “Ben kızım hayatı yaşamayı o kadar çok seviyordu ki. Benim kızımı tanımadıkları için herkes çok kolay konuşuyor. Keşke kızımın hakkında böyle konuşanların kızımı tanıma şansı olsaydı; benim savaşımın boşuna olmadığını anlarlardı.” diyor.
500 bin TL'lik tazminat
Boşanma sürecinin kızlarının kaybının ardından eski eş T.Y.Y.'nin 'kusurlu' bulunmasıyla tamamlandığını aktaran anne Ocakdan, şimdi de tazminat davasıyla mücadele ettiklerini vurguladı. Boşanma aşamasında T.Y.Y.'nin Ece'ye 500 bin TL'lik tazminat dava açtığını ifade ederek, “Dosya şu anda istinafta. Acımızı yaşayamamışken birde bu dava ile mücadele ediyoruz” diyerek sitem etti.
Sonuç olarak anne Halime Ocakdan, baba Coşkun Ocakdan ve ailenin avukatı Kubilay Büber, 2023 yılında gerçekleşen Ece Ocakdan'ın şüpheli ölümünü aydınlatmak için mücadelesine devam ediyor. 'İntihara teşvik' suçlamasında 'intihar' denerek kapatılan dosya, yakın zamanda 'kasten öldürme' suçlamasıyla yeniden açılacak gibi görünüyor.
2023 yılından sonra gözler şimdi yeniden Ece Ocakdan dosyasında.