Göztepe, İzmir’in Sarı-Kırmızılı gururu… Taraftarının ateşi, takımın dinamizmi derken bu sezon lige bambaşka bir giriş yaptı. Son olarak evinde Beşiktaş karşısında aldığı 3-0’lık zafer, yalnızca skordan ibaret değildi. Oyun boyunca sergilenen enerji, pres gücü ve pozisyon zenginliği; tribünlerde “bu işte bir Avrupa kokusu var” dedirtti.
Karşılaşmanın ilk dakikasından itibaren oyunun hakimi Göztepe’ydi. Hızlı hücumlarda çoğalabilen, orta sahada rakibini kilitleyen, defansta ise neredeyse sıfır hata yapan bir kimlik vardı sahada. Kaçan goller de cabası… Skor tabelası farklı bir senaryoya izin vermedi ama maç çok daha büyük farkla bitebilirdi.
Bu sonuç, elbette Beşiktaş açısından ciddi bir alarm anlamı taşırken, Göztepe için büyük bir güven tazelemesi oldu. İzmir ekibi, sadece ligde kalmayı hedefleyen bir takım olmadığını, çok daha fazlasını düşlediğini net biçimde ortaya koydu. Avrupa kupaları şimdilik uzak bir hayal gibi görünse de, sahada sergilenen futbol, bu hayalin gerçek olabileceğinin işaretiydi.
Şimdi önemli olan, bu çıkışı sürdürülebilir kılmak. Ligde inişli çıkışlı bir maraton var. Ancak Göztepe, tribün desteği, teknik kadro vizyonu ve oyuncularının iştahıyla bu sezonun flaş ekiplerinden biri olmaya aday.
Göztepe’yi diğerlerinden ayıran en büyük fark ise hiç kuşkusuz taraftarı. Gürsel Aksel Stadı, her maçta tıklım tıklım doluyor. Tribünlerdeki coşku, sahadaki mücadeleyi iki katına çıkarıyor. Öyle ki, artık stadın Göztepe’ye küçük geldiği bile konuşuluyor. Takımın başarısına eşlik eden bu yoğun ilgi, İzmir’de futbola bambaşka bir hava katıyor.
Kısacası, İzmir’in gururu Göztepe, Avrupa’ya şimdiden göz kırptı. Taraftarının inancı, futbolcuların azmi ve oynanan futbol birleşirse, belki de seneye Avrupa’da bir İzmir şarkısı yükselecek.