Önce Menemen FK, ardından Karşıyaka ve en son Altınordu... Bir üst lige çıkmak için mücadele ettikleri Play-Offlarda elenmekten kurtulamadılar. Bu üç takım ve rakiplerinin ortak özellikleri vardı. Desteği olanlar ve desteği olmayanlar...

Menemen FK'da politikacılar şeref tribünündeki yerini aldı, bu iyi. Taraftarının stadı doldurmasına rağmen büyük çoğunluğu sadece maçı izledi. Destek için anons yapıldı ama hiçbir fayda vermedi. Karşıyaka taraftarı evinde bile bile kuralları çiğneyip ceza aldı ve Play-Offta takımını yalnız bıraktı. Politikacılar ilgi göstermedi. Altınordu'nun da taraftarı yok denecek kadar az. Politikadan destek almayan bir diğer ekipti.

Rakipleri taraftarından politikacısına kadar hiçbir zaman yalnız kalmadılar ve her türlü desteği aldılar. Bu sayede Muş Spor 2. Lig'e çıkarken, 4-1'in rövanşında yarıda kalan maç sonrası büyük ihtimalle finale kalacak olan Van Spor, Batman Petrolspor'la 1. Lig’e çıkmak için mücadele edecek.

Altınordu tecrübeye boyun eğdi

Buradan pazartesi oynanan karşılaşmaya geçeyim. Evinde 1-0 yenilginin ardından deplasmanda 1-1'lik beraberlik alan Altınordu, Batman Petrolspor'a elendi.

Genel olarak 2. Lig'in altında bir karşılaşma izledik. Ne paslaşmalar düzgündü ne de ataklar. Gelişigüzel hücuma çıkıldı, hiçbir organizasyon göremedik. Çok sakatlık yaşandı, oyun sürekli durdu. Tempo çok düşük kaldı.

***

Batman Petrolsporlu oyuncular daha çok koştu, ileride pres yaptı ve rakibini oynatmamaya çalıştı. Bunda da başarılı oldu. Stadı tamamen dolduran taraftarı, yüksek bütçeli takım olması ve deneyimli oyuncuları kadrosunda bulundurması sayesinde turu atlamayı başardı.

Taraftarı sahaya çok fazla yabancı madde attı. Bunlar neyse ki hiç kimseye isabet etmedi. Hakem Ali Şansalan'ın buna müdahale etmesi gerekirdi, sessiz kaldı.

***

Altınordu'yu bu sezon sadece Altay karşılaşmasında izleyebilmiştim. Stadı çok uzakta olduğu için gitmek mümkün olmamıştı. Bu mücadelede kazanma isteğini hiç göremedim. Gol atması gerekirken çok sakin kaldı. Yavaş oynadı, hiç acele etmedi. Hırs, istek yoktu, inanmışlık yoktu.

Paslar çok kötü atıldı. Ya yerini bulmadı ya da pres altındakiler tercih edildi. İsabetli atıldığında da bir türlü kontrol edilemedi ve top çok açıldı. Sanki meşin yuvarlakla değil balonla oynuyor gibiydiler. Bu yüzden hücuma çıkmakta zorlandı. Böyle olunca ne kanatlardan ne de cepheden gidebildi. Rakibin hatası gerekliydi, 2 kere yapıldı. Karşı karşıya fırsatları öylesine kötü harcadı ki, inanılır gibi değildi. Yani tur atlayacak şansı yakaladı. Sadece 1 güzel atağı vardı, onda da penaltı verildi ve golü buldu.

Kaleci Serhat Öztaşdelen güzel kurtarışlar yaptı. Fakat topu oyuna sokarken skor lehlerineymişçesine çok zaman harcadı. Bir kere de topsuz alanda sakatlandı ve tedavisi için beklendi. Oysa kalecilerin sakatlık yaşama ihtimalleri çok düşüktür.

Yakal Taylan ilk dakikalarda kaleciyle karşı karşıya net pozisyonu harcadı. Topa vuramadı bile, sadece dokunup kaleciye teslim etti. Bunun dışında kendisine atılan pasları kontrol edemeyip, topu rakibe kaptırdı.