Menemen FK Play-Off'un daha ilk ayağında sezona havlu attı. Saha avantajıyla çıktığı karşılaşmada Van Spor'a 3-1 yenildi ve 1. Lig'e çıkma hayalleri son buldu.
Maça ilgi çok büyüktü. Tribünler tamamen doldu ve hiç boş yer kalmadı. VIP kısmı ise karman çormandı. Oraya yetmemişler, basın tribününü de doldurmuşlardı. Yine yetmemişler, onlarca kişi ayakta izlemek zorunda kalmıştı. Merdivenler dolu, üst tarafta camekan bölüm dolu. Hava sıcak olunca kapalı yerde olduğumuzdan saunaya döndü. Ben camekanın hemen önünden maçı izleyebildim ama arkada kalanlar ayakta olduğumuzdan sadece sırtlarımızı gördüler. Arkada kalan 2 küçük çocuğun suratlarındaki o çaresizliği görünce üzüldüm. İtiraf edeyim ‘maç uzatmaya gitmesin de kim kazanırsa kazansın, bu işkence hemen sona ersin’ dedim. Skor 3-0 olunca boşalmaya başladı da nefes alabildim.
***
Karşılaşma dengeli başladı. İki takımda da tutukluklar vardı. Kötü performans gösteriyordu oyuncular. Basit pas hataları, anlaşmazlıklar vs. Stresi, çok yüksek bir müsabaka olduğundan doğal karşılanabilir.
Bu ligde takımlar çok koşardı, koşulmadı. Sert oynanırdı, birkaç oyuncu dışında oynayan olmadı. Bunların sebebi stres asla olamaz.
Van Spor farkı 2’ye çıkarınca oyun şekli değişti. Konuk takım iyice rahatladığından kendine güven geldi, üzerindeki stresi attı, rahat paslaşmaya başladı. Son düdük gelene kadar oyunu kontrolünde tuttu.
***
Menemen FK her geçen gün daha da kötü futbol oynuyordu. Bu yine devam etti. Kendi sahasındaki avantajı hiçbir şekilde kullanamadı. Kanatlardan gitmeye çalıştı, yeterince kalabalıklaşamadı. Arada sırada bindirmeler oldu, pas atılmadı. Şutlar etkisiz kaldı. Rakibine oranla çok fazla sert oynadı, işe yaramadı.
Bu yenilginin sorumlusu olarak Teknik Direktör Burhanettin Basatemur'u gördüm. Takım 2-0 geriye düşmesine rağmen ileride sadece Seçim Can Koç'la pres yapılmasına, diğerlerinin geride beklemesine göz yumdu. Oysa herkes ileriye çıkmalı, pres yapmalı, oyunu hızlandırmalıydı. Normal şartlarda gol atması gereken takım oyun üstünlüğünü ele alır ama bunu yapan rakibi oldu.
Emre Keskin’in form düşüklüğü devam etti. Halil Can Ayan ve Çağrı Fedai ile birlikte etkisiz isimlerin başında yer aldı. Değişiklikler geç yapıldı.
Seçim Can Koç iyi marke edildi, topla oynamasına pek izin verilmedi. İleride tek başına pres yaptı, kendisini gereksiz yere yordu, top kontrolünü düşürmüş oldu.
Fırat Arslan sadece defansif görev yaptı, sadece top kaptı. Orta saha oynamasına rağmen hücumda hiç yoktu. Gole ihtiyaç varken bile aynı göreve devam etti. Ya hücuma destek vermesi istenecekti ya da yerine hücuma destek verebilecek biri sokulacaktı.
Teknik direktörün gol atmak için tek olumlu hamlesi stoper Mazlum Demir'i ileriye çıkarmak oldu. Forvet oynadı. Ama pek de etkili olamadı. Bir tane güzel hareketi vardı, o kadar.
Stat dolu olmasına rağmen taraftarlardan çok az kısmı tezahürat yaptı. Anonsçu müdahale etti, destek istedi, kendi de hoparlörden bağırdı ama hiçbir işe yaramadı.
***
Van Spor'u bu sezon 3. kez izledim. Pek de beğenmemiştim. Bu karşılaşmayı deplasmanda oynadığı için oldukça temkinliydi. Tek maçlık eleme... Her iki takım da gol atabilirdi, kendisi bunu başardı. İyi oynadığını söyleyemem. Rakibinin kötü futbolu sayesinde rahat bir galibiyet aldı.
Bucaspor 1928 karşısında 2 oyuncusunu beğenmiştim. Biri Elazığspor'a transfer olmuştu. Ama Mert Örnek devam ediyordu. Yine beğendim. Güzel oyunu yanında ilk golü atan isimdi de aynı zamanda.
Yusuf Abdioğlu'nu Altınordu'dan tanırım. Bu maçta kendine çok güvenli oynadı ama hareketleri o kadar ağırdı ki, her an kaptırdığı toplarla gol yedirebilirdi.