Devlet, her yıl; Meclis’te grubu bulunan siyasi partilere yardım yapıyor.
Bu yıl, devletin yaptığı yardım şöyle:
AK Parti-2 milyar 658 milyon TL
CHP-1 milyar 892 milyon TL
MHP-752 milyon TL
İyi Parti-722 milyon TL
YSP-658 milyon TL
Toplam 6 milyar 482 milyon TL.

partilere-hazine-yardimi-po8s_cover
Bu parayla bir üniversite kurulur, bir donanımlı hastane inşa edilir. Bin kişinin çalışacağı bir fabrika kurulur.
Peki bu para niye veriliyor?
Siyasi partiler, siyasette rant peşinde olanların kucağına düşmesinler diye.
Sonuçta öyle mi oluyor?
Hayır.
Bu paralar, siyasi partiler, akıllı binalarında konforlu parti merkezlerinde otursun diye harcanıyor. Seyahatlerde, ziyafetlerde, ağırlamalarda eritiliyor.
O partiler, yine siyasette rant bekleyenlerin kucağına düşüyor.
Onun için vatandaş, bu konforun bir parçası değilse tepki gösteriyor.
Emeklinin halini hatırlatıyor, çarşı pazarı dillendiriyor, asgari ücretten dem vuruyor ve sonunda diyeceğini diyor.
Dediğinin ne olduğu yıllardır malum olsa da…

Hapislerde çürümek

Bizde böyle bir tabir var:
Hapislerde çürümek.    
O eskidendi. Eskiden okkalı ceza alan hakikaten hapiste çürürdü. Buca cezaevine sağlam girip romatizmalı çıkmış mahkumlar bilirim.
Şimdi böyle bir şey yok. Cezaevleri modern. Hepsinde kalorifer var. Yoksa da soba yanıyor. Tek sıkıntı; itiş kakış olmaları. Ama öylesine sık af çıkıyor ki, katil bile 6-7 yıldan fazla yatmıyor.
Ocak 2023 verilerine göre Türkiye’deki cezaevlerinde toplam 341 bin 497 kişi yatıyor. Bunların 298 bin 975’i hükümlü, 42 bin 522’si tutuklu. Kaba bir hesaba göre her 234 Türk vatandaşından biri hapiste …
Cezaevleri yetersiz. Dünyanın en büyük cezaevleri, en büyük adliyeleri bizde ama 10 kişilik koğuşta 40 kişi kalıyor. Hamaklarda yatan hükümlüler var.
Onun için devlet, iki politika uyguluyor:
1-İnsanları cezaevine sokmamak için elinden ne geliyorsa yapıyor.
2-Cezaevine gireni de dışarı çıkarmak için var gücüyle çalışıyor.
Allah var; kimseyi cezaevinde çürütmüyor.

Yunan vizesi kalkarsa

Yunanistan,  kıyılarımıza yakın adalarda Türkler için kapıda vize uygulamasını yeniden başlatıyor.
Neden başlatıyor?
Çünkü bu adaların velinimeti Türk turistler. Ulaşımları kolay ve ucuz. Üstelik, bu adaları günübirlik ziyaret etmek bile Türklere mutluluk veriyor. 
Sonra bu uygulama, Avrupa Birliği’nin baskıları ile kalktı ama olan adalarda yaşayan Yunan halkına oldu. Turist gelmeyince ekonomik zora girdiler.
Bu defa böyle bir uygulama başlarsa ve döviz kurlarındaki artışa rağmen bu adalara giden olursa Yunanlı komşularımızın iki detaya dikkat etmesi gerekecek. Birincisi gümrüklerdeki ağır tempoya son verecekler, ikincisi, siestadan vazgeçecekler. Özellikle pazar günü dükkanların kapatılması da turistleri bezdiren bir şey.
Sonuç: Yunanlı dostlar, kapıda vize uygulamasını iyi düşünmüşler ama sadece kendilerini kollayarak. Biraz da turistin beklentisini hesaba katarlarsa o adalar eski cazibesine yeniden kavuşur.

Ayinesi icraattir devletin başında olanların. Kürsüde muhalefeti suçlamalarına bakılmaz!
***
Kara gözlüm efkarlanma gül gayri. Trafik açılır açılmaz ordayım!
***
Ağır ol molla desinler, her şeyden rahatsız ol nanemolla desinler!
***
Eskiden salon erkeği diye bir şey vardı. Şimdi sanal erkekler moda!
***
Kalktı göç eyledi Avşar elleri/İstanbul'a iş aramaya gelen eller bizimdir!