İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun “Partiler birleşerek tek bir aday çıkartmalı” önerisi bazı partiler arasında olumlu karşılandı. Zafer Partisi milliyetçi kesimdeki diğer partiler bu tek adaya olumlu bakmakta. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı tek aday olarak göstermek istemekteler mi diyelim? Cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha uzun bir zaman var, bu da bence erken.
Mansur Yavaş bu öneriyi kabul eder mi o da bir soru işareti! Daha önce de Cumhurbaşkanlığı adaylığı için erken, daha zamanı var demişti ve haklıydı bu görüşünde. Bu erken çıkışı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Ekrem İmamoğlu’nda yaşadık ve daha önce yazdığım gibi erken öten horozun başı kesilirmiş dedim ve İmamoğlu şu an tutuklu ve Cumhurbaşkanlığı adaylığı için tamamen önü kesilmiş durumda.
Yapılan son anketler var. Bu yapılan anketlerin ne kadar doğru olduğu belli değil, nasıl yapıldığı önemli, bazı anketlerde bu partilerin merdiven partisi olduğu görüşü var. En son yapılan bir ankette CHP, İYİ Parti ve Zafer Partisi’nin oy oranı yüzde 47’yi geçmekte.
Evet, Türkiye’de siyaset arenası, 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru yeniden hareketlenmeye başlıyor. Seçimlere henüz yıllar olmasına rağmen siyasi partilerin tutumu, özellikle muhalefet cephesinde yol haritası tartışmalarını gündeme taşıyor. Bu tartışmalara son dönemde damga vuran çıkış ise, İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu’ndan geldi. Dervişoğlu yaptığı açıklamada, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tüm muhalefet partileri, Türkiye’nin geleceği için tek bir aday etrafında birleşmeli” çağrısında bulundu.
İYİ Parti Lideri Dervişoğlu’nun bu çıkışı, 2023 seçimlerinden çıkarılmış derslerin bir yansıması olarak yorumlanıyor. Geçtiğimiz seçimlerde altı partiden oluşan Millet İttifakı'nın ortak adayı, Kemal Kılıçdaroğlu olmuştu. Ancak bu modelin gerek aday belirleme süreci gerekse seçmenle bağ kurma konusunda yeterince başarılı olamadığı görüşü birçok çevrede hâkim. Buna rağmen, seçim sonucunda Cumhur İttifakı’nın karşısında parçalı bir muhalefetin değil, birleşmiş bir cephe görüntüsünün ne kadar önemli olduğu da açıkça görülmüştü.
İYİ Parti liderinin önerisi, muhalefet partilerinin toplumda güven uyandıracak, farklı kesimlerin desteğini alabilecek, karizmatik ve kapsayıcı bir aday etrafında birleşmesini öngörüyor. Bu çağrı, özellikle seçmen nezdinde “yine bölünmesinler” beklentisinin güçlü olduğu bir dönemde anlamlı. Ancak çağrının uygulanabilirliği konusunda bazı temel zorluklar da var. Öncelikle muhalefet partileri arasında ideolojik farklılıklar bulunuyor. CHP’nin sosyal demokrat yapısı, İYİ Parti’nin merkez sağ kimliği, HDP’nin (yeni ismiyle DEM Parti) Kürt siyaseti içindeki pozisyonu ve diğer küçük partilerin özel ajandaları göz önüne alındığında, tek bir aday üzerinde uzlaşmak hem siyasi hem de toplumsal riskler taşıyor.
Önümüzdeki seçimler için muhalefet, geçmişte yapılan hatalardan ders alarak daha kurumsal, şeffaf ve erken bir hazırlık süreci başlatmalı. Tek bir aday üzerinde birleşme fikri, kişisel pazarlıklarla değil, ilkeler ve hedefler üzerinden şekillenmeli. Örneğin, ekonomi politikası, demokrasi vurgusu, hukuk devleti taahhüdü gibi temel başlıklarda bir “ortak vizyon belgesi” oluşturulmalı.
Ayrıca, sadece partiler arası uzlaşı değil, toplumla da bütünleşmiş bir aday profili yaratmak büyük önem taşıyor. Aksi takdirde seçmen nezdinde “masa başında belirlenmiş bir figür” algısı oluşabilir. İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu’nun çağrısı, muhalefet cephesinde yeniden “tek aday mı, çoklu aday mı?” tartışmalarını alevlendirecek gibi görünüyor. Ancak Türkiye’de siyaset artık sadece partiler arası değil, seçmen beklentileriyle de şekilleniyor. 2028'e doğru giderken muhalefetin nasıl bir strateji izleyeceği, yalnızca kendi iç dinamiklerini değil, ülkenin genel siyasi geleceğini de doğrudan etkileyecek.
İYİ Parti liderinin önerisi, muhalefet partilerinin toplumda güven uyandıracak, farklı kesimlerin desteğini alabilecek, karizmatik ve kapsayıcı bir aday etrafında birleşmesini öngörüyor. Bu çağrı, özellikle seçmen nezdinde “yine bölünmesinler” beklentisinin güçlü olduğu bir dönemde anlamlı.
Ancak çağrının uygulanabilirliği konusunda bazı temel zorluklar da var. Öncelikle muhalefet partileri arasında ideolojik farklılıklar bulunuyor. CHP’nin sosyal demokrat yapısı, İYİ Parti’nin merkez sağ kimliği, HDP’nin (yeni ismiyle DEM Parti) Kürt siyaseti içindeki pozisyonu ve diğer küçük partilerin özel ajandaları göz önüne alındığında, tek bir aday üzerinde uzlaşmak, hem siyasi hem de toplumsal riskler taşıyor. Muhalefet, geçmişte yapılan hatalardan ders alarak daha kurumsal, şeffaf ve erken bir hazırlık süreci başlatmalı. Tek bir aday üzerinde birleşme fikri, kişisel pazarlıklarla değil, ilkeler ve hedefler üzerinden şekillenmeli.
Evet, bunları çok iyi düşünmek lazım. Daha önce siyasette yaşanan birleşmedeki sonuçları gördük ve kazanan belli oldu, yine aynı hatalar yapılmaması lazım. Tek aday mı yoksa çok aday mı, bu durumun çok iyi analiz edilmesi lazım siyasetçiler tarafından.