Bunun örnekleri nedense CHP’li belediyelerde daha fazla. Genel Merkez, bu belediyelerin istihdam politikalarına fütursuzca müdahale ediyor. Kadroların şişirilmesine oluyor. "Benim adamım", "Şunun adamı" diye belediyeler, o kentle hiç ilgisi olmayan ama Genel Merkez'in dayattığı kimselerle nefes alamaz hale geldiler. Hükümetin, İller Bankası aracılığıyla gönderdiği ödenekler, vergi ve prim borçları nedeniyle yüzde 40 oranında kesiliyor zaten. Bir de bu şişirilmiş kadroların dolgun maaşları, hizmete yönelik bütün hamlelere çelme takıyor.
İddia şöyle: Cemil Tugay, Tunç Soyer'in 5 yıllık döneminde aldığı 11 bin personeli, kısım kısım tasfiye etmek istemiş. Her seferinde Genel Merkez'den tepki almış. Yine iddia şöyle: Çalışmadığı tespit edilen bazı personelin işine son verilmiş, Genel Merkez, diretmiş. O adamlar belediyeye dönmüş. Ama burunlarından kıl aldırmayacak hale gelmişler. Sırtlarını sağlam yere bağladıkları için bu defa hepten çalışmamayı tercih etmişler. CHP'nin sosyal belediyecilik politikası, bu örneklerle resmen sınıfta kalmıştır. Genel Merkez'de bazı isimlerin geçmişte de bu konuda kendine iş edindikleri konu bugün gerçekten belediyeleri zor duruma sokmuştur. Maaşlar ödenemiyor, hizmet yapılamıyor, krediler çekiliyor, parasını alamayan işçi ya da memur ister istemez bezginleşiyor, iş yapamaz hale geliyor... Bunun en basit çözümü ortadadır ve Genel Merkez'deki malum isimlerin kendine gelmesindedir.
İnönü'den Özgür Özel'e
Cumhuriyetimizin hemen her döneminde parti liderlerine yönelik menfur saldırılar olmuştur. Bunlardan biri ve belki ilk örneklerinden biri de; hala konuşulan İnönü'nun Uşak'ta taşlandığı olaydır. Dönemin CHP Lideri İsmet İnönü, 30 Nisan 1959'da trenle Uşak'a geldiğinde, kendisini karşılayanlar arasında bir provakatör, kendisine bardak fırlatmış, ancak şans eseri isabet olmadığından İnönü, yara almamıştır. Ancak 1 Mayıs'ta CHP Lideri, yine trenle Uşak'tan ayrılmak üzereyken kendine atılan bir taş, başına isabet etmiş ve yaralanmasına neden olmuştur. Dönemin çok gergin siyasi atmosferi, haklı olarak bu olayı, hak ettiği şekilde yorumlamış ve tepkisi de büyük olmuştur. Sonraki yıllarda Demirel, Özal, Ecevit, Kılıçdaroğlu, benzeri saldırılara uğrayacak ve her biri ölümden dönecektir. CHP Lideri Özgür Özel'e yapılan çirkin saldırı da bu örnekler dizisinde yer almıştır. Demokrasiyi içine sindirememiş toplumlarda bu örnekler çokça yaşanır. Bu toplumlar, böyle saldırganlara uygun ortam hazırlar ve sonuçta her biri hafızalardan silinmeyecek bu örneklerin ardı arkası kesilmez.
Uyarının tam zamanı
Ilman bir coğrafyada yaşıyoruz. İzmir'in yazı da adamı yakar kavurur. Böyle bir kentte hizmet veren toplu taşım araçlarının, özellikle otobüs ve dolmuşların klimalarının çalışmasının tam zamanı. Klimalı odalarda bu konuda karar verici durumda olan abiler, lütfen klimasız otobüsleri sefere çıkarmayın. Zabitacı abiler, lütfen klimasını çalıştırmayan minibüslere ceza yazın. Kısa mesafe ayrı dert, uzun yola giden otobüsler de ayrı dert. Kalbi olan var, sıcağa tahammülü olmayan var. Onları düşünün, empati yapın. Modern bir kentte yaşamanın lezzetini bize tattırın.