İzmir’de Konak Belediyesi temizlik çalışanlarının başlattığı grev, önceki gün sona erdi. 
Daha önce de yazmıştım, kamuda çalışan kişilerin sendikalı olmamaları lazım, bu kişiler halka hizmet ediyor, hizmet yapılmasa o bölgede birçok değişik sıkıntılar olur. Nasıl mı diyeceksiniz.
Çöplerin toplanmaması ve etrafa mikrop saçması nedeni ile hastalıklar başlar. Şayet grev ulaşımda ise vatandaşlar toplu taşıma hizmetlerinden faydalanamazlar ve işlerine zamanında gidemezler, dolayısıyla yapacakları işleri aksar, ekonomi yavaşlar işler aksar. Kamudaki grev tüm vatandaşa yansır.
Belediye çalışanları bugünün şartlarına göre iyi maaş almaktalar ama aldıkları para sendika ağalarına göre az. Sendika ağaları oturdukları yerden maaş alıyorlar ve işçinin sırtından geçiniyorlar. Ve çalışmadan kendileri daha da rahat etmek için işçileri kullanıyorlar.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde ulaşım son günlerde çok kötü, sabah ve akşam üzeri otobüsler tıklım tıklım ve otobüsün belli bir kapasitesi olmasına karşın fazla yolcu alınmakta, bu da otobüsü zorlamakta ve yolda kalmakta bu otobüsler!
İzmirlinin dikkatini çeken bir nokta var, her gün incelerseniz belediye otobüsleri dörder beşer durak ara ile arıza yapıyor, neden diyeceksiniz. Aşırı yük almadan. Yazık değil mi İzmirlinin parası ile alınan bu araçlara, İzmirlinin parası sokağa mı gidiyor?
Son günlerin modası ise belediye otobüslerinin yanması. Evet, bu araçlar aşırı yük nedeni ile zorlanıyor ve motorlar yanıyor. Yazık değil mi İzmirliye, verdiği vergilerin paraları çöpe mi gidiyor?
Hükümet tarafından belediyelere yardım yapılmıyor, belediyeler de halktan topladıkları vergilerle  halka hizmet etmek için uğraşıyorlar ama aşırı derecede personel alımı ile belediyeler zamanında doldurulmuş ve sendikaların baskısı ile yüksek maaşla karşı karşıya kalıyorlar. Yapılan bu yanlışlık nedeni ile İzmirli perişan oluyor. Bu duruma dur demek lazım ama nasıl?
Belediyeler parayı, halka verdikleri hizmetlere zam yaparak bulmaya çalışıyorlar ve yaptıkları bu zamlar ile vatandaş ve emekli kesim zorda kalıyor.
Bayramlarda ulaşımın bedava olması hükümet tarafından zorunluluk olarak uygulanmakta. Bunu belediyeler de uyguluyor ama burada çok önemli bir sorun var. Belediye başkanları hem çalışan personeli hem o gün çalışan araçları da azaltarak tasarrufa gidiyorlar. Halk ta eziyet çekiyor, kimin umurunda bu durum.
İzmir’de ilçe belediyelerine bakıyoruz, çoğu afişlerle yaptıkları hizmetleri göstermeye çalışıyorlar ama ortada hiçbir şey yok. İlçe belediyeleri Büyükşehir’in hizmetine bakıyor, Cemil Tugay ne yaparsa kendileri yapmış gibi göstermeye çalışıyorlar.

Savaşın galibi kim 

ABD ile Yemen’in kuzey batısını kontrol eden Husiler arasındaki savaşta Husilere benzeyen sakallı silahlı adamlar, Demir Adam'a, Batman'e ve Örümcek Adam'a diz çöktürüyor. Yapay zekayı da ustalıkla kullandıkları Yemen'de, aniden sona eren savaşta ABD'ye karşı kazandıkları zaferi kutluyorlar.
ABD Başkanı Donald Trump ise konuya farklı bakarak "Artık savaşmak istemeyen" Husilerin teslim olduğunu duyurdu. "Onların sözüne inanacağım ve bombalamayı derhal durduracağız" diye söz verdi Beyaz Saray sahibi.
Amerikalılar, bölgenin nakliye için güvenli hale geldiğine inanıyor, dolayısıyla ABD görevini tamamlamış oluyor ve Husiler’e bir buçuk ay süreyle yapılan saldırının ardından galip olarak ayrılabilirler. Husiler hâlâ oradalar ama onlar da kendilerini kazanan gibi hissediyorlar.
Husiler’in daha akıllı olduğu anlaşılıyor. Harry Truman'ı batırmadılar ama Washington'dan tanınmasını sağladılar. ABD onlarla ateşkes yaptıysa, artık onlar sadece Yemen'in bir bölümünde yasadışı olarak iktidarı elinde tutan teröristler ve isyancılar değil, Trump'ın deyimiyle bir "anlaşmanın" tarafıdırlar.
Evet, bu savaşın galibi kim diyeceksiniz Amerika mı Husiler mi?