Bugün 106. yılında en olumsuz, en müsait olmayan koşullarda bile esaret ve boyunduruğu kabul etmeyen, “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyerek Türk Ulusu’nu ardına alan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, milletin makus talihini tersine çevirmek adına bir avuç inançlı silah arkadaşıyla birlikte bağımsızlık meşalesini yakışlarının, Anadolu’da tek tük yanan çoban ateşlerini koca bir yangına çevirerek önce “Anadolu ihtilali”ne, sonra da “Kurtuluş Savaşı Destanı”na dönüştürüşlerinin, bağımsızlık ve özgürlüğe, zafere giden yolda ilk adımı atışlarının, çağının en güçlü silahlarıyla donatılmış donanma ve ordularıyla hem denizden hem karadan Anadolu’nun büyük bölümünü işgal eden ve Türk Ulusu’nu bu topraklarda boğmak ve yok etmek isteyen emperyalistlere ve onların maşalarına vurulan tokadın başlangıç noktasına çıkışlarının, Samsun’a ayak basışlarının yıldönümü kutlu olsun.
Ülkenin kara kapkara günleri. 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalanmış. Anadolu’nun işgaline başlanmış. Boğazlar, demiryolları ve limanlarımızın kontrolü İtilaf Devletleri’nin eline geçmiş. Atatürk’ün gençliğe hitabesinda tarif ettiği gibi memleketin bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış.
14 Mayıs 1919. İngiltere’nin Akdeniz Filosu Komutanı Amiral Galdrup, müttefiklerin kararıyla Mondros Mütarekesi’nin 7. maddesi uyarınca İzmir’in Yunan askerlerince işgal edileceğini bildirir. Ve 15 Mayıs 1919 sabahı Yunan nakliye gemileri, Averof ve Lemnos zırhlıları eşliğinde limana demirler. Yunan piyade alayının askerleri Alsancak’ta karaya çıkar.
İzmir Başpiskoposu Hrisostomos dualar okuyarak işgalci Yunan askerlerini takdis eder. (İzmir’in kurtuluşundan sonra İzmir halkı tarafından linç edilmiştir)
Dönemin emperyalistlerince işgalle görevlendirilmiş Yunan ordusu İzmir’e çıkmış. İzmirli, Hasan Tahsin adlı bir yürekli gazeteci düşmana ilk kurşunu sıkmış ama orada şehit edilmiş. Bu kurşun, emperyalizme karşı sıkılan ilk kurşun.
Yunan işgaline karşı örgütlenen Demirci Mehmet Efe “Bir genç düşmana ilk kurşunu sıkmış, gerisi bize düşer” der.
İzmirli bir yiğit gazeteci Hasan Tahsin’in (Osman Nevres) emperyalizme, onun kuklası Yunan ordusunun işgaline karşı sıktığı ilk kurşun, “Milli hudutlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz” diyerek bir grup silah arkadaşıyla vatanı kurtarmak adına yola çıkan Atatürk’ün büyük zorluklarla ordu müfettişliğini almasını, Anadolu’ya geçmesini, kurtuluş mücadelesinin meşalesini yakmasını sağlamıştır.
Sizler; 19 Mayıs 1919’da büyük komutan, büyük askeri deha Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde emperyalistlerce gerçekleştirilen haksız hukuksuz vahşi işgale karşı başlatılan haklı karşı duruşun, haklı direnişin, haklı isyanın, işgalcilere karşı tam bağımsızlık savaşını zafere ulaştırmak için akıttığınız kanlarınız, verdiğiniz canlarınızla 106 yıl önce bedelini peşin ödeyerek, bugün vatan diyerek üzerine ayak basabildiğimiz bu toprakları bize miras bırakan, kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla onbeşinde, onaltısında, onyedisinde, kefensiz toprağa düşen, daha bıyığı terlememiş delikanlılarıyla, genç kızlarıyla, cepheye mermi taşırken, cephanesi ıslanmasın diye bebeğinin üzerindeki battaniyeyi alıp merminin üzerini örten analarıyla, aynı savaş alanında dede oğul torun üç kuşak sırt sırta, omuz omuza düşmana karşı çarpışan kahraman evlatlarıyla, şehit düşen, gazi olan kahraman ecdad.
Bizlerin sizlere verdiğimiz sözümüzdür ki, uğrunda toprağa kefensiz girdiğiniz, uğruna canınızı kanınızı vererek yeşerttiğiniz bu vatan topraklarında, emperyalistlerin kirli ayak izlerine, sonucu ne olursa olsun asla izin vermeyeceğiz.
Kurtuluşa giden o ilk adımın 106. yılı, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun.