Geçmişimizi ölçen yöntemlerde yenilik - 27 Ağustos 2022 Yazılarımda defalarca konu ettiğim geçmiş olaylar ve antik kültürlerden bahsederken genellikle belirli tarihleri veya tarih aralıklarını kullanarak durumu kronolojik olarak daha iyi kavramaya çalışıyoruz. Bu durum bir şeyleri sınıflandırmayı, sıralamayı ve düzene sokmayı seven insanoğlunun anlayışına bir örnek sunmaktadır ve insanların bunları yapmak için tabii ki pek çok gerekçesi vardır. Peki evrenselliğine rağmen gizemlerini koruyan zaman olgusunun örttüğü objeler ya da canlıları bulan modern insan bunların yaşını veya ait oldukları dönemi nasıl belirliyor? Birçok kişinin aşina olduğu karbon 14 tarihlendirme yöntemi (radyo karbon tarihlendirme yöntemi) 20. Yüzyıldaki keşfinden beri araştırmacılar tarafından en yaygın olarak kullanılan tarihlendirme tekniğidir ve karbon içerikli yapılarda az miktarda bulunan radyoaktif karbon 14 izotopunun özellikleri sayesinde bizlere günümüzden neredeyse 50 bin yıl öncesine kadarki dönemlere ait bu tip yapılar hakkında kabul edilebilir derecede düzenli sonuçlar verir. Ancak bu kullanışlı metot farklı nedenlerden ötürü bazı durumlarda yüksek hata payına sahiptir ve bu tekniğin ortaya çıkışında kabul edilen bazı olgular günümüzde bir miktar değişime uğramıştır. Yeni sonuçlanan bir araştırma ise 10 bin yıl öncesine kadar uzanan organik yapıların çok daha az hata payıyla hesaplanabileceğini gösterdi. DNA örnekleri ve yapay zekâ bazlı bir sistem oluşturan araştırmacılar adını “TPS” olarak belirledikleri metodu test etmek ve bu süreçte geliştirmek için ortalama 10 bin yıl öncesine dayanan 5 bin insan kalıntısını inceledi ve bütün örnekler çok yüksek bir doğruluk payıyla tarihlendi. Canlıların yaşadığı periyodun genetik materyale işlenmiş olduğunu ve bunun nasıl kavranıp yorumlanabileceğini başarmanın bu araştırmanın merkezinde olduğunu belirten araştırmacılar bu konsepti yapay zekâ sayesinde başarıya ulaştırdılar. TPS yönteminin radyo karbon yönteminin yerine geçmesini beklenmese de araştırmacılar bu tekniklerin bir arada kullanılarak birbirlerinin hata payını düşürmelerini planlıyor. En çok eski insanların kökenleri ve göç rotaları hakkında bilgi edinme alanında işe yarayacağı düşünülen bu metot gerçekten de umut vadedici görünüyor.