Cumhuriyet öncesi de vardılar, Cumhuriyetten sonra sanki daha çok varlar.
Haklarında binlerce kitap yazıldı, filmler çevrildi.
Kitaplarda ve filmlerde en çok işlenen konu da şu oldu:
Bu tarikatlar, bu cemaatler, ülkeye zerre faydası dokunmamış, taş üstüne taş koymamış insanlar tarafından kurulup yönetilmişler. Hala da yönetiliyorlar.
Nakşibendiler, Nurcular, Kadiriler, Halvetiler, Rufailer, Melamiler, Sühverdiyyeler, Çeştiler, Şazeliyeler, Mevleviler ve daha niceleri.
Nurcuların da kolları var. Mesela İskender Paşa ve Erenköy kolları. Bir de sosyetik, şarkıcı, popçu, topçuları bir araya getiren Cerrahiler cemaati var. Bunlar, Amerika’ya kadar ulaşmışlar. Mesela en ünlü üyeleri de ses sanatçısı Ahmet Özhan.
Her bir cemaatin sahip olduğu servet, dudak uçuklatacak ölçüde. Evinde 7 çeyrek altın bulduğu kişiye ‘Haksız kazanç’ suçlaması yapan devlet; nereden, nasıl temin edildiği gün gibi açıkken bu cemaatlerin hiç birine bir şey yapmıyor, yapamıyor.
Siyaseti onlar dizayn ediyor, İslamiyet adına hiç bir hizmet sunmuyor, aksine insanımızı dininden soğutuyor ama maşallah hepsi de ayakta durmayı başarıyor.
Menzil Cemaati’nin 17 milyar liralık mal varlığına sahip olduğunu duymayan, öğrenmeyen kalmadı. Bu büyük varlıkla, sadece vakıflara, medreselere, şuraya, buraya yatırım yapıyorlar. Bir köprü, bir hayır yaptıkları ise yok.
Malumun ilanını yapıyorum, bilinenleri tekrarlıyorum ama susmayı da içime sindiremiyorum.
Bu iş inada dönüştü
Her yıl bu günlerde İzmir’de Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Yarışması düzenlenir.
Parkur Çeşme’den başlar, İzmir kentinin göbeğinde biter.
Göbeğinde bittiği için de zaten defolu olan trafik allak bullak olur, sürücüsü de, yolcusu da isyan eder. Pek çok hatta otobüsler çalışmaz. Binlerce polis memuru, ortalıkta bir miting, bir eylem ya da isyan varmışçasına görevlendirilir ve mantığın üretebileceği alternatifler varken bunda inadına ısrar edilir.
Çeşme otoyolunun bir hattı kapatılır, bu yarış pekala kimseyi rahatsız etmeyecek biçimde gerçekleşebilirdi. Sayın Cumhurbaşkanı bile rahatsız edici bir uygulamaya karşı çıkar bu modele evet derdi.
Yarış öğleye doğru başlıyor, iki saatten fazla sürüyor ama yollar sabahın köründe kapatılmış. Polis memurları daha o saatten beri ayakta, kızgın güneşin altında görev yapıyor. Böyle bir güvenlik kaygısı gereksiz değil mi?
Bu yıl geçti. Gelecek yıl aynı sıkıntıyı yaşayacağımızdan şüpheniz olmasın.
Sapla samanı ayırmak
Buca Belediyesi’nin paydaşı olduğu “Belediyeler Arası Uzmanlık Diyaloğunu Teşvik Etmeye Yönelik Türk-Alman Girişimi” kapsamında 5-8 Mayıs 2025 tarihleri arasında Almanya’nın Essen şehrinde gerçekleştirilecek olan ağ kurma toplantısı için, Engagement Global tarafından yapılan davet üzerine belediyenin AR-GE Müdürü Özkan Korkmaz görevlendirildi. Görevlendirme belediye meclisi tarafından onaylandı.
Ancak İzmir Valiliği Korkmaz’a yurt dışına çıkış için gri pasaport vermedi. 15 Temmuz darbe girişiminde çok sayıda sanığın yeşil pasaportla yurt dışına kaçmış olduğu, sözde bir gerekçe olarak gösterildi. Kısacası sapla saman ayrılamadı. ”Muarıza şüphe” duygusu ağır bastı.