Faizler bu kadar yüksekken yatırım yapılır mı? Faizler % 30’un altına gelirse o zaman insanlar parasını üretime yatırır mı? Ya da gerçekçi olalım önce % 40’ın altına inse...
Yüksek faizler ile Türkiye'de uygulanan ekonomi modeline yönelik tartışmalar hasta ve ameliyat örnekleri ile devam ediyor. "Hasta ne kadar süre anestezide bekleyecek?"
Aynı şekilde ekonomide yüksek faizler ne kadar devam edecek? Faizin düşmesi beklenirken bu artışları açıklamak mümkün mü?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Aralık ayında başladığı 'faiz indirim' serisine nisanda son verdi.
Siyasi gerilimin getirmiş olduğu son dönem faiz artışlarını, sadece para politikası ile düzenlemek mümkün mü? Piyasalardan sert tepki gelirken, dövizi kontrol etmek ve yabancı para çıkışını sınırlamak isteyen TCMB, 17 Nisan tarihli Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini 350 baz puan artırdı. Şimdi bunu hangi ekonomi politikası ile açıklamak mümkündür?
Yüksek faizler sürdürülebilir değildir. Bu yüksek faizler varken, insanlar parasını üretime yatırır mı? Bu konu hala, ekonomide bir türbülans yaşandığından hareketle açıklanıyor...
Demokrasinin sorumlusu devlet, etkin hukuk düzeni söylemi günlük siyasete kurban edilmektedir... Sorumlu devlet "sorunlu devlet" e dönüşmekte, etkin hukuk "kontrollü hukuk" haline gelmektedir. Kuvvetler ayrılığı ve denge kontrol sistemlerinin oluşturulması bunun en önemli aracıdır...
Bu sürecin Anayasa tartışmaları ile gölgelenmesi başka bir garabettir... Halkın gerçek gündemi ile Meclis’in gündemi örtüşmelidir.
Eriyen rezervler konusunun tek çözümü para politikası, dolayısıyla TCMB olmamalıdır... Yüksek faizler KOBİ’lerin, reel sektörün sıkıntılarını derinleştiriyor. Enflasyonla mücadelede parasal kısımda her şey yapılıyor. Ancak maliye politikası hala geride kalmaktadır... Enflasyonun sebebinin arz eksikliğinden kaynaklanan kısmı dikkate alınmalıdır.
Arz konusunda etkili politikalar oluşturmak için maliye politikası, teşvik destek kanallarını çalıştırmalı, üretim ve arzı artırmanın araçlarını kullanmalıdır.
