CHP’li belediyeler, uzun zamandır sıkıntı içinde.

Ücret ödeyemiyor, işçiler haklı olarak isyanda. Çünkü ücretlerini zamanında alamıyor.

Burada, sıkça vurguladığımız gibi; her birinde geriye dönük sorunların etkisi büyük. Belediyeler, enkaz devralmış çoğu yerde. Hükümet, iddia doğru mu yanlış mı, bilemiyorum ama örgüte gizliden “Silkeleyin CHP’li belediyeleri” talimatı vermiş. Bu talimat verilmese bile zaten onlar gereğini yapıyor görüntüsü var.

Hükümet AK Partili belediyelere yaptığını CHP’li belediyelere de yapsa, ortalık yatışır. Ücretini alamayan, greve gitmek zorunda kalan işçi, bu ülkenin insanı. Devlet baba şefkatiyle ona yaklaşmak en çok hükümete yakışır. Bunun yolu, belediyelerden yüzde 40’a varan İller Bankası kesintisini aşağılara çekmek ve en azından işçi maaşlarının ödenmesinin düzene girmesini sağlamak.

Bu yapılmıyor, başkanlar beceriksizlikle suçlanıyor ve sanılıyor ki, bu siyasi tavır kendi partisine oy kazandırıyor.

Topuklu Efe’nin belediyesine gönderilen 1 milyar doğru ise, aynı iyilik bu belediyelere de yapılmalı ve inattan vazgeçilmelidir. Siyaset, insanları açlığa mahkum etme sanatı değildir. Siyaset hizmet yarışıdır.

Yaz mevsiminin en sıcak günlerinde kentlerde görmek istemediğimiz çöp yığınları da aynı sorumsuzluk sergilendiği için yükselip durmuştur. Bu, halkın sağlığıyla da oynamak olur.

‘Hükümet Baba’, ancak bu iyiliği yaptığında partisine puan kazandırır.

Taktik yanlış, sonuç tatsız. Ne diyelim…

MHP’yi doğru anlamak gerek

‘Barış Süreci’ adı altında ortaya konan yol haritası, çıkmaz sokağa çarpmışa benziyor.

O eski heyecan yok. DEM’liler, artık AK Parti’nin değil CHP’nin yanında poz veriyorlar. “Barış, demokrasi ortamında yeşerir” diye beyanlarda bulunuyor.

Bahçeli’nin, “Apo Meclis’te konuşsun” deyişinden sonra MHP tabanı hop oturdu hop kalktı. Bu laf edilmeden önce yönetimlerde yer alan isimlerin neredeyse tamamı, şapkasını alıp gitti.

MHP’yi doğru anlamak gerekir diyoruz ama bizi de MHP’nin doğru anlaması gerektiğinin önemini vurgulayamıyoruz.

Bahçeli’nin iyi niyetinden kimsenin şüphesi yok. Barışı istemesini ütopik söylemlerle süslemeye kalkması ‘kaş yapayım derken göz çıkarmaya’ benziyor ve galiba üstad, bunun farkına vardı, son zamanlarda iddialı konuşmalar yapmıyor.

Ama yavaş yavaş bu bayrağı CHP ve İyi Parti ele alırsa şaşmayın. Geçenlerde bir belediye meclisi toplantısında CHP’li üye, gündem dışı söz aldı ve “Barış Süreci’ne CHP olarak her türlü katkıyı vermeye hazırız” diyerek üyelerin tamamından alkış topladı.

Ama önce demokrasi. Ama önce fikir hürriyeti. Bu ikisi olmadan DEM’lilerin dediği gibi barış olmuyor.

Konu partiler arası bir konsensüse dönüşebilirse ne mutlu bize.

CHP’li meclis üyesinin konuşması, buna bir ışık yakmak anlamına gelebilir mi?

Düşünmeye değer.

Eşek sayısında hızlı düşüş

Dünyanın en cefakar hayvanlarından biri olan eşek sayısındaki hızlı düşüş devam ediyor. 1999 yılında Türkiye’de 943 bin eşek varken, bu sayı günümüzde 74 bin civarında.

Eskiden köylerde ve kasabalarda hemen her evde bir eşek vardı ve özellikle günlük hayatta kullanılabilen bir hayvandı. Artan trafik, köyden kente göç, özellikle mobilet ve motosiklet gibi araçlar eşeğe olan ihtiyacı azalttı. Ama iki sebep daha var. Köylerde bu hayvanlar için yeterli veteriner hizmetleri sunulamıyor. İkincisi Çinliler eşek derisine büyük para veriyor.

Sırf son neden bile bütün bahaneleri gölgeleyecek nitelikte.