Bizde iki türlü rapor vardır:
1-Geleneksel rapor
2-Kaytarma raporu
Geleneksel rapor almak için öncelikle bu raporu gerektirecek bir duruma sahip olmak gerekir.
Hastalanmak, yaralanmak, darp edilmek gibi.
Bu raporların sayısı sözü edilmeyecek kadar azdır.
Kaytarma raporu, bizim adeta milli sığınağımızdır.
Böyle bir rapor almak için hasta olmaya, darp edilmeye, kaza yaşamaya gerek yoktur.
Böyle bir rapor alabilmek için sadece niyetlenmek gerekir.
Niyetlenme duygusu çok geniş kapsamlı olsa da; bu raporun alınmasında ve verilmesinde bir kıstas da yoktur.
Onun için İzmir’de Genel-İş’e bağlı 23 bin işçiye bir günde rapor verebilen bir gücün önünde herkes eğilmiş ve sonucuna katlanmıştır.
23 bin işçinin sahalarda eylem yaparken sunduğu sağlıklı tablo, zaten 2. şıkkın açıklamasında da izah edilmiş, amacın sadece kaytarma olduğu vurgulanmıştır.
Kamuoyu sormaz mı?
“Dünyada bir örneği varsa gösterin”
Kamuoyu düşünmez mi:
“Burada bir art niyet olmasın”
Elhasıl; tartışılması gereken ve tartışacağımıza hiç de ihtimal vermediğim bir durum.
Garip ama gerçek.
Kafasına göre takılan ESHOT şoförü
Şu tartışmalı grev ve toplu iş sözleşmesinden sonra Büyükşehir çalışanları mercek altında.
Bağlı bulundukları sendikacılara olan öfke, adeta bütün İzmirlileri birer müfettiş haline getirdi. Bakıyorum, herkes yolların daha iyi süpürülüp süpürülmediğine dikkat ediyor, otobüslerin zamanında gelip gelmediğini kontrol ediyor vs.
Bu duyarlılık, aslında kent yararına bir şey. Çalışanların da bunun farkında olmaları ve ‘hak ettikleri’ bir çalışmayı sergilemeleri elzem.
İşte size bir müfettiş raporu:
Tarih 20 Haziran 2025 Cuma. Saat 17.45. Yer Kaynaklar. Yolcular, 177 hat nolu ESHOT otobüsüne biniyorlar. Hemen hepsi, son durak olarak bilinen Üçkuyular’da inecek.
Ama şoför, böyle bir kuralın varlığını kabul etmiyor, trafiği sıkışık görünce, kırıyor direksiyonu, BEGOS’un yanından yukarı çıkıyor. İstikamet otobüs garajı. İtiraz edenlere “Başka otobüslere binin” denildiği öğreniliyor. Sanki o otobüsler aynı yoldan gitmeyecek, uçacak gibi.
Adam pişkin. Yaptığını doğru biliyor.
Yolcu öfkeli. O da bu sıcakta onca yolu yürümek istemiyor.
Ama sonuç: Şoför kazanıyor. Çünkü kafasına ne esmişse onu yapıyor.
Tuzağın daniskası
Cep telefonlarında ya da bilgisayarlarda paket reklamları var.
İlgi duymayacağınız, istemediğiniz şeyler.
Ama reklamı yapanlar, şeytanca bir yol izleyerek bize tuzak kuruyor.
“Kabul etmiyorsanız tıklayın” diyor, sonra da EVET ve HAYIR gibi iki seçenek sunuyor.
Siz ilk anda “Hayır”a basınca bu onların nazarında evet anlamına geliyor ve siz de pakete abone oluyorsunuz.
GSM operatörlerinin böyle madrabazlarla ortak yol alması sizce doğru mu?