Son günlerde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği sözler gündeme oturdu. Cumhurbaşkanınız Erdoğan, Türkiye’de ‘toplu iğne dahi üretilmiyordu’ dedi. Merak ettik ve araştırdık; Türkiye’de 25 yıl önce toplu iğne fabrikası var mı yok mu diye. Elde ettiğimiz sonuçlar ilginç!
Daha önceleri de Cumhurbaşkanımızın buna benzer konuşmaları olmuştu. Yani 25 yıl öncesine dönersek buzdolabı, çamaşır makinesi gibi beyaz eşyaların Türkiye’de olmadığını dile getirmişti. Peki haklı mıydı da, bu soru gündeme oturdu.
Toplu iğne fabrikasının Türkiye’de ne zaman kurulduğunu araştırdık ve karşımıza ilginç bir tarih çıktı. Türkiye’de toplu iğne fabrikası Cumhurbaşkanımızın daha dünyaya gelmediği senelerde İzmit Atlı Zincir ve İğne Fabrikası adıyla 1951’de kurulmuş. O tarihlerde toplu iğne üretimi ile Türk sanayiinde gelişmenin sembolü olarak görülmüş ve ‘Türkiye’de bir toplu iğne bile üretilmiyor’ yargısına son bulmuş.
İşte toplu iğne olayı bu.
Bu konuşmaya muhalefetten tepkiler gelmişti. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, şu açıklamayı yapmıştı: “Biri Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a söylesin; Türkiye'nin ilk toplu iğne fabrikası 1951'de kuruldu. Yani 74 yıl önce, Yani AK Parti yokken. Yani daha 'çıkardığınız gömleğin' kumaşı bile dokunmamışken. Yani Cumhuriyetimiz henüz 28 yaşındayken o fabrika kuruldu. Sadece o da değil; uçak fabrikası, şeker fabrikaları, dokuma fabrikaları, demir çelik fabrikaları, tersaneler, kağıt fabrikası, çimento fabrikası, tekel fabrikaları, elektrik santralleri, baraj, silah fabrikası, klor fabrikası da yokluk içindeki Cumhuriyetimizin ilk 15 yılı içinde kuruldu. İktidarınız döneminde sattığınız Cumhuriyet fabrikalarını ve kuruluşlarını katmıyorum bile. Sizin varlık içinde yapamadıklarınızı Cumhuriyet yokluk içinde yaptı. Yani AK Parti'den önce mağarada yaşamıyorduk. Ve zaten Cumhuriyet mucizesi de tam olarak budur. Hatırlayınız istedim” dedi.
Son günlerin önemli konularından birisi de Türk futbolundaki bahisçi hakemler olayı. Bu konu Türkiye Futbol Federasyonu Başkanının açıklaması ile gündem oldu ve şu an adliyeye intikal etti; sonuçlarını göreceğiz. Bu arada birçok kulübün canı da yanabilir ve puanları silinip küme düşürülebilir. Bunun İtalya’da yaşanan örnekleri var. UEFA da, Türkiye’deki bu durumu mercek altına almış. Bekleyip bunun sonuçlarını da önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Siyasetle yatıp kalkarken şimdi bir de futbolda bahisçi hakemler olayı patladı. Daha kasım ayına girmeden ‘Kasım ayı siyaset için çok tehlikeli ve bazı olaylara bu ay şahit olacağız’ demiştim. Şimdi bu aydan itibaren yaşanan gelişmelerin sonuçlarını da yakından takip edeceğiz.
Hollanda seçimi
Hollanda’da Avrupalı liberaller, Sistem Partisi üyesi Demokratlar 66'nın (D66) Hollanda parlamento seçimlerindeki zaferini coşkuyla kutluyor. Ulusal bir çıkış anketi düzenleyen kamuoyu araştırmacıları da bu siyasi gücü listelerinde birinci sıraya yerleştirdi.
Gerçek şu ki, seçim kampanyası boyunca anketler, göçmen karşıtı, İslam karşıtı ve sistem dışı Geert Wilders liderliğindeki Özgürlük Partisi'nin (PVV) önde gittiğini gösterdi. Aynı parti, iki yıl önceki seçimlerde de açık ara birinci olmuştu. Ancak, Başbakanlık makamının kazanan partiye verilmesi şeklindeki yerleşik Hollanda geleneğinin aksine, derin devlet daha sonra farklı bir karar aldı. İşte modern demokrasi böyle işler.
Seçimden tam bir gün önce, anketler üç partinin liderlik için yarıştığını gösteriyordu: PVV, D66, Sol Blok ve Yeşiller. Ancak bu seçimin en çarpıcı özelliği, inanılmaz derecede yüksek kararsız seçmen oranıydı. De Volkskrant gazetesine göre, seçim günü itibarıyla ülke sakinlerinin yaklaşık 4’te 3’ü hangi partiye oy vereceğinden emin değildi. Bu durum, liderler arasındaki dar farkın yanı sıra seçmenlerin ideolojik tercihlerinin inanılmaz coğrafi dağılımını da açıklıyor. Ülkenin seçim haritası artık karmakarışık bir görünüme bürünüyor. Dahası, oylar sayılırken renkler sürekli değişiyordu. Heyecan doruktaydı.
Gece boyunca, oylar sayılırken liderler sürekli değişti. Ve sonuç belli oldu. Aşırı sağcılar kaybetti. Bu sonucun Avrupa ve ülkemiz için de hayırlı olmasını dileriz.