Yapay zekâ, son yıllarda gündelik yaşamımızı dönüştürerek, hayallerimizin ötesine geçen bir hızda ilerliyor. Artık birçoğumuzun sohbet ettiği ya da öneriler aldığı sistemler, büyük veri ve güçlü algoritmalar sayesinde hayatımızın bir parçası hâline geldi. Ancak bu hızlı gelişmelerin asıl hedefi, yapay zekâyı dar ve özel görevlerin ötesine taşıyıp, insan gibi düşünebilen, öğrenebilen ve her alanda kendini geliştirebilen bir seviyeye, yani “Yapay Genel Zekâ”ya (AGI) ulaştırmak. AGI, bir insanın çözebildiği her türlü bilişsel görevi başarıyla yerine getirebilen, kendi kendini geliştirebilen bir sistem demek. Bugünkü yapay zekâların, belirli alanlarda ustalaşmasına rağmen; sezgi, yaratıcılık, sağduyu gibi insana özgü yeteneklerden hâlâ uzak olduğunu biliyoruz.

Öte yandan, bu alanda son dönemde yaşanan gelişmeler, AGI’a doğru önemli adımlar atıldığını gösteriyor. Meta, kısa süre önce “Superintelligence Labs” adını verdiği yeni bir bölüm kurarak, AGI geliştirmek için büyük bir yatırım yaptı ve sektörün önde gelen isimlerinden birini ekibine kattı. OpenAI ile Microsoft arasında ise, AGI’ın gelişiyle beraber ortaklık şartlarının nasıl değişeceği konusunda hararetli tartışmalar yaşanıyor; bu, teknolojinin yönünü doğrudan etkileyebilecek önemli bir gerilim. Bir diğer önemli gelişme ise, yapay zekâ araştırmacılarının artık sadece dijital ortamda değil, fiziksel dünyada karmaşık görevleri çözebilen robotlar üzerinde yoğunlaşması. Tüm bu yenilikler, mevcut bilgisayar donanımlarının yetersizliği sorununu da gündeme taşıyor ve yeni nesil çiplere olan ihtiyacı ortaya koyuyor.

Bununla birlikte, AGI’ın potansiyel riskleri ve toplumsal etkileri üzerine uluslararası düzeyde yeni protokoller hazırlanıyor, etik standartlar tartışılıyor ve güvenlik konusunda işbirlikleri artıyor. Kısacası, insan benzeri zekâya sahip sistemlerin doğuşuna şahit olabileceğimiz bu dönemde, teknolojik ilerlemenin yanında büyük bir toplumsal ve felsefi sorgulama da başlıyor. Belki de en önemli soru şu: AGI’a hazır mıyız, yoksa hazırlıksız mı yakalanacağız? Yapay zekânın yolculuğu, artık sadece teknoloji değil, insanlık için de büyük bir sınav anlamına geliyor.