Uber’in kurucularından Travis Kalanick, bir dönem ulaşım dünyasının kurallarını baştan yazdı. Şimdi ise gözünü bambaşka bir alana, restoran ve mutfak sektörüne dikmiş durumda. CloudKitchens ile başladığı hayalet mutfak yolculuğu, şimdilerde bambaşka bir seviyeye taşınıyor. Artık “otonom burrito” hayaliyle robot mutfakların arka planında devrim yapmaya hazırlanıyor. Kalanick’in amacı yalnızca mutfaklarda iş gücünü azaltmak değil, aynı zamanda yemek sektörünün ekonomik altyapısını da kökünden değiştirmek.

Bu yeni nesil mutfaklarda işler neredeyse tamamen otomatik ilerliyor. Online verdiğiniz sipariş mutfağa düştüğünde, küçük robotlar malzemeleri hassas bir şekilde ölçüp kaselere ekliyor, sosunu koyup kapağını kapatıyor ve tüm paketleme işlemlerini eksiksiz şekilde tamamlıyor. Ardından başka bir robot bu poşeti akıllı dolaplara yerleştiriyor, teslimat için hazır hale getiriyor. Sürücü geldiğinde ise torbasını dolaptan kolayca alıp size ulaştırıyor. İnsanların tek yaptığı şey, malzemeleri robotlara yüklemek. Sonrası tamamen makinelere emanet.

İşin ilginç tarafı, bu otomasyonun restoran ekonomisine etkisi devasa. Eskiden gelirlerinin yüzde 30’unu işçilik maliyetine ayıran işletmeler, şimdi bu oranı yüzde 7-10 bandına çekebiliyor. Yani, büyük restoran zincirlerinden küçük işletmelere kadar herkes için ciddi bir maliyet avantajı söz konusu. Tabii bunun yanında, teslimat robotlarıyla bütünleşmiş bir mutfak ağı kurulması da işin çılgın tarafı. Kalanick’in hayali öyle büyük ki, gelecekte hamburger köftesini pişirip ekmeğe yerleştiren, hatta her türden yemeği sıfırdan hazırlayabilen bir “robotik mutfak interneti” hayal ediyor. Kısacası, yeme-içme sektörü yakın zamanda çok daha otomatik, çok daha dijital bir hale bürünecek gibi görünüyor.

Teknoloji sadece mutfakta değil, yapay zeka tarafında da harıl harıl ilerliyor. Mesela, OpenAI’ın büyük heyecan yaratan açık kaynaklı modeli vardı, yaz aylarında piyasaya sürülmesi bekleniyordu. Fakat şirket, güvenlik endişeleri nedeniyle bu lansmanı süresiz olarak erteledi. Yapay zekâ bir kez dünyaya yayıldığında geri dönülmez bir noktaya gelineceğinden, şirket bir hayli temkinli. Herkes gibi biz de gelişmeleri sabırsızlıkla bekliyoruz.

Bankacılık tarafında ise Goldman Sachs, yazılım geliştirme ekiplerine yeni bir “yapay zekâ çalışan” eklemiş durumda. Devin isimli bu yeni ajan, bankanın içinde yüzlerce geliştiricinin işini kolaylaştırmak üzere test ediliyor. Tamamen insanları işsiz bırakmayacak ama hibrit bir iş gücü modeli yaratacak gibi duruyor. İnsanların gözetiminde çalışan bu yapay zekâ, kod yazıyor, hata ayıklıyor, hatta projeleri test edip teslim ediyor. Yani bir nevi yeni nesil takım arkadaşı!

Tüm bu gelişmeler gösteriyor ki, teknolojiyle dolu bir geleceğe doğru hızla ilerliyoruz. Restoranlarda robotlar, yazılım ekiplerinde yapay zekâ ajanları, mutfağın ve ofisin geleceği her gün yeniden yazılıyor. Kim bilir, belki yakın zamanda “Bugün robotumuz hangi yemeği öneriyor?” diye sohbet etmeye başlayacağız.