Kafalar karışık
Yeliz Ünal
Haftalık yazılarımı en geç cumartesi gecesi teslim etmem gerek ki baskıya yetişsin. Hani bazen olur, nefes almaya zamanınız olmaz. İşte benim için öyle yoğunlukta geçen bir hafta. Son anda ne yazacağımı düşünmeye başladım. Allah biliyor ya, son ana kadar aklımda hiç bir şey yoktu. Sanırım bu yorgun haftanın üzerine hiçbir şey yazamayacağım diye düşündüm.
Yine iş için konuşurken, arkadaşım telefonda ansızın sordu;
“Whatsapp durumundaki elmaların anlamı var mı? “
“Evet var?”
“Ne?”
“Uzun ve özel…”
Sonra elmaları, onu, geçmişten geleceğe giden zamanı düşünmeye başladım. İşte şimdi de yazıyorum. Arka fonda klasik müzik, sigaram ve mum ışığı…
Almalar (elmalar) önemli!
Musevilik ve Hristiyanlık‘ta Hz. Âdemin ilk eşinin Lilith olduğu söylenir. Özelikle Yahudi inancında çok bahsedilen bir karakter olup, Hz. Âdem ile aynı topraktan yaratıldığına inanılmaktadır. Yaratılan ilk kadın ve Hz. Âdemin ilk eşi olan Lilith, rivayete göre erkek ile aynı haklara sahip olduğu için isyan etmiştir. Âdem’in kendisine eşit olduğunu düşünmektedir ve Hz. Âdem ile birlikte olmayı reddeder. Sonrasında Âdemi ve cenneti terk eder. Lilith’i bulmaya giden meleklere ise Kızıldeniz ile birlikte olduğunu Âdem’e sadık kalamayacağını söyler. Farklı söylemler bulunan Lilit hakkında, ortak inanç Hz. Âdem’in ilk eşi olduğu ve aynı şartlarda yaratıldığıdır.
Sonun sonunda; Lilith kendi ayakları üzerinde durmaya çabalayan ve başkaldıran kadının simgesi haline gelirken, Havva ise boyun eğen ve erkekler tarafından daha çok kabul gören kadının simgesi haline gelmiştir.
Ataerkil düzene başkaldırının mimarı sayılır Lilith. Almalara (elmalara) kadar geçen sürede Âdem’in karısı söz dinlememiş, itaat etmemiş, cenneti ve Âdemi terk etmiştir. İtaat ve kabullenmenin mimarı olan Havva, Âdem yalnız kalmasın diye Âdem’den daha zayıf yaratılmıştır.
Cennetten kovulma meselesini biliyorsunuzdur. Yasak meyveden, Âdem’i yemeye zorladığı için Âdem ve Havva cennetten kovulurlar.
Ancak durum pek bilindiği gibi değildir. Alma (elma) değildir çünkü yasak olduğu halde yenilen.
Taha suresi 20/115 ayette der ki; "Doğrusu bundan önce Âdem'e (bu ağaçtan yeme diye) emrettik, fakat unuttu ve biz onda bir azim (bir kararlılık) bulmadık."
Hiçbir kutsal kitapta elma diye yazmaz iken neden insanoğlu elmayı yasak meyve olarak düşünmüştür? Erkeğe itaat etmeyip cenneti terk eden Lilith mi suçludur? Yasak meyveyi yediren, cennetten kovulmaya sebep olan Havva mı? Sonun sonunda hepimizin hayali değil mi cennete gitmek?
Sizin kafalar olmasa da benim kafam karışık. Elma ya da alma değildi suçlu olan. Olması gereken olmuştu. İnsanoğlu cennetten kovulmuş, cennete gitmenin hayalini kurar duruma düşmüştü. Çünkü bazen sadece olması gereken olur. Doğru yâ da yanlış olduğunu bilemezsiniz. Zaman, uzun bir girdap gibi içinde döndürüp durur sizi. Anlam veremeden dönüp durduğunuz girdabın içinde olan biteni anlamaya çalışırsınız ama ne aklınız ne de havsalanız yetmez anlamaya. Çünkü bazen sadece olması gereken olur… Geriye kalan kabulleniştir. Tıpkı elmanın hayatımızdaki varlığı gibi.
İnsanoğlunun geçmişinde hayatını değiştirdiği, cennetten kovulmasına sebep olduğu düşünülen elma hala daha insanoğlunun hayatını değiştirmeye devam etmektedir. Çünkü bazen anlayamazsın sadece olması gerektiği gibi olur. Şifreler, eylemler, kader gizlenmiştir.
Elma kelimesinin kökeni “Almıla”dır. Alma olarak söylenmiştir uzunca bir süre. Ve hatta çoğumuzun hayatına dokunan teknolojisi ile çığır açan Apple firmasının ismi de buradan gelmektedir. Logosu da ısırılmış elmadır.
Adem, Lilith, Havva, cennet,
Almıla, alma, elma, apple…
Bir yerlerde bir şeyler gizlice hayatınızın merkezine oturur tüm yaşantınızı etkiler ama neden ve niçin olduğunu bir türlü anlayamazsınız. Tıpkı tüm insanlığın hayatını değiştiren elma gibi oradadır ama bilmezsin, göremezsin, anlamazsın. Sadece kabullenirsin!
Yorumlar