Son günlerde sosyal medyada yükselen #yangın etiketi, yalnızca dijital bir trend değil; bir halkın sessiz çığlığı, doğanın feryadı, geleceğin yardım çağrısıdır. X’te (eski adıyla Twitter) her paylaşılan fotoğraf, her video, her yorum; yanmakta olan bir ağacın, korkuyla kaçışan bir hayvanın ve dumanlar içinde çaresiz kalan insanların gözyaşı gibi ekrana düşüyor.
Yaz sıcakları bastırdığında, yangın mevsimi başlar bizde. Doğa, insan hatalarının bedelini en ağır şekilde öder. Bir cam parçası, söndürülmeyen bir izmarit, piknik sonrası unutulmuş bir köz… Hepsi, yüzlerce hektarlık ormanı kül edebilir.
Türkiye, son on yılda korkunç bir kayıp yaşadı. Yalnızca 2012-2021 yılları arasında 226.845 hektar orman yok oldu. Bu alanın % 61’i, tek başına 2021 yılında yandı. O yıl Akdeniz ve Ege kıyılarında çıkan yangınlar, tarihe “en büyük orman felaketi” olarak geçti. Sadece ağaçlar mı yandı? Hayır… Kuş yuvaları, sincaplar, kaplumbağalar, arılar… Su kaynakları kurudu, çiftçiler toprağını kaybetti, çocuklar evsiz kaldı. Biyolojik çeşitlilik diye andığımız her şey, o alevlerin arasında sessizce yok oldu.
2022’de 12 bin hektar, 2023’te 1.419 yangınla daha da fazlası yandı. 2024’te ise yangın sayısı 3.800’e çıktı, 27.000 hektar daha kaybettik. Bu bir istatistik değil; bu bir uyarıdır. Geleceğimiz göz göre göre yanıyor.
Gaziantep’te termal kameralı dronlar devriye geziyor, Tarım ve Orman Bakanlığı yapay zekâ destekli erken uyarı sistemleri kuruyor. 2023’te yüzlerce hava aracı yangın söndürmek için havalandı. Ancak teknoloji tek başına yeterli değil. Yangını önlemek, hepimizin görevi.
Bilecik’teki bir köyden gelen bir ses hâlâ kulağımda: “Yardım edin, hayvanlar ölüyor, evler yanıyor.” Bu feryat, sadece bir köyün değil; bütün ülkenin aynası.
Yangın, yalnızca doğada değil, şehirlerde de karşımıza çıkıyor. Bina yangınlarında eksik yangın kapıları, kaçış planları, ihmal edilen kontroller... Her yerde aynı sorun: Önlem yoksa sonuç kaçınılmaz.
Bu yüzden sadece ormanları değil, davranışlarımızı da korumalıyız. Ateş yakmamalı, çöplerimizi bırakmamalı, ormana saygı duymalıyız. Çünkü orman, sadece ağaç değil; bizim nefesimizdir, geleceğimizdir.
#yangın etiketi, dijital bir çağrıdır ama dijitalde kalmamalıdır. Gerçek yangınlar gerçek hayatları yutuyor. Bu yaz, ormana, toprağa, hayvana ve insana duyduğumuz saygıyı, davranışlarımıza yansıtalım.
Çünkü en büyük vatanseverlik, toprağına sahip çıkmaktır. Ve biz, kül olmadan önce bunu yapabiliriz.