Yıllardır ismini sıkça duyduğum, Meryl Streep, Anne Hathaway ve Emily Blunt gibi güçlü kadın oyuncuların yer aldığı, Lauren Weisberger’in kitabından uyarlanan 2006 yapımı, asıl ismi “The Devil wears Prada” olan ve Türkçe’ye “Şeytan Marka Giyer” olarak çevrilen film, moda dünyasının arka yüzünün gösterildiği ikonikleşmiş bir yapım. Uzun zamandır birçok yerde sahnelerine rast geldiğim için oldukça merak ettiğim bir filmdi. En başta, “Başarı basamaklarını inatla tırmanan bir kızın hikayesi” olarak önyargıyla yaklaştığım filmi izlediğimde, aslında birçok duyguyu içeriğinde barındırdığını ve öğretici sahneler içerdiğini gördüm. Filmi izleme isteğimin en baskın yönü ise başta bahsettiğim gibi kadrosunda Meryl Streep, Anne Hathaway ve Emily Blunt gibi güçlü kadın oyuncuların yer alması ve filmin kadın çerçevesinde sürdürülmesi. Filmi izlerken Anne Hathaway’in canlandırdığı, gazetecilik mezunu ve bu mesleği yapmak isteyen Andrea Sachs karakteriyle kendimi oldukça fazla özdeşleştirdim ve filmin akışında Andrea’nın verdiği kararları ben de verir miydim diye oldukça fazla düşündüm. Bazı noktalarda “onun yaptıklarını yaparım” dedim, bazı noktalarda ise “hayır, bunu yapmaya değmez” diye düşündüm. Film 2006 yapımı olduğundan elbette spoiler içeren yerler olacaktır ancak bundan önce “Şeytan Marka giyer” kitabının yaratıcısını bir tanıyalım…

Dilek Köşe Foto1-2

1977, Pensilvanya doğumlu Lauren Weisberger, bir öğretmen anne ile ipotek komisyoncusu bir babanın iki kızından biridir. 1999 yılında Cornell Üniversitesi’nden mezun olmuş ve mezun olduktan sonra Mısır, Hong Kong, Hindistan, İsrail, Nepal ve Tayland dahil olmak üzere birçok Avrupa, Orta Doğu ve Asya ülkesini sırt çantasıyla gezmiştir. Gezilerinden sonra Manhattan’a yerleşerek burada dünyanın en prestijli moda dergilerinden biri olan “Vogue” un editörü Anna Wintour’un asistanı olarak çalışmaya başlamıştır. 10 ay sonra Vogue yazı editörü Richard Story ile birlikte buradan ayrılarak bir American Express yayını olan Departures’de çalışmaya başladı. Yazmaya olan ilgisini fark eden Story onu arkadaşı Charles Salzberg’e yönlendirdi ve Weisberger burada Vogue’da geçirdiği sürede yaşadıkları hakkında bir hikaye yazmaya başladı. Yazdığı hikayeyi gören temsilciler moda dergilerinin arka planını okudukları bu hikayeyi çok beğendi ve böylece Weisberger’in ilk kitabı olan  “The Devil wears Prada” kitabı 2003 yılında yayımlandı. Kitap tam 6 ay en çok satanlar listesinden düşmedi.

Spoiler içerebilir!

“The Devil Wears Prada”nın film hakları, Meryl Streep (Miranda Priestly) ve Anne Hathaway'in (Andrea Sachs) başrollerini paylaştığı, aynı adlı filmi Haziran 2006'da yayınlayan 20th Century Fox tarafından satın alındı. Film, açılış hafta sonunda 27,5 milyon dolar hasılat elde etti ve ABD'de yaklaşık 125 milyon dolarlık, dünya çapında ise 326 milyon dolarlık satış elde ederek 2006 yazının en çok hasılat yapan filmlerinden biri oldu Filmde küçük güzel ayrıntılar mevcut. Örneğin son sahnedeki Miranda ile Andrea’nın bakışarak birbirlerine saygı göstermesi oldukça güzel bir sahne olmuş. Andrea’nın sabırla, inatla, Miranda’nın tüm kötü yanlarına ses çıkarmayarak, başlarda isteyerek yapmadığı işini başarmak adına elinden gelen tüm özverisini ortaya koyması, kendimi Andrea’nın yerine koymamı sağladı. Kariyerinde asıl yapmak istediklerine ulaşmak için geçtiği zorlu yolları kabullenmenin olumlu ve olumsuz yanlarının gösterildiği filmde, bir kadının işkoliklik seviyesine gelen çalışma hayatı ile sosyal çevresi ve özel hayatını dengelemeye çalışmasını izliyoruz. Filmde kendinizden bir şeyler bulacağınıza ve sizin de “Ben böyle yapar mıydım” veya “ben de böyle miyim” gibi soruları kendinize soracağınıza eminim. Keyifli bir akşam geçirmek için tavsiye edebileceğim bir film. İyi seyirler..