Çerçioğlu’nun CHP’den istifa edip AK Parti’ye geçmesi çok tartışıldı.
Böyle bir tercihin etik olup olmadığı konusu, tartışmaların odağını oluşturuyordu.
Bunları bir yana bırakalım. Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi’nde CHP’nin 56, AK Parti’nin 19, MHP’nin 6, İyi Parti’nin 2 üyesi var.
Meclis toplandığında neler yaşanacağını göreceğiz.
Türk siyasetinde en çok parti değiştiren isim merhum Yaşar Okuyan’dır. Okuyan, MHP’de başladığı siyasi yaşamını ANAP, DYP, Halkın Yükselişi Partisi, Hürriyet ve Değişim Partisi, DP gibi partilerde sürdürmüş, CHP’de noktalamıştır. Hiç birinde seçmen kitlesine danışmamıştır, bir keresinde de Yaşar Nuri Öztürk’ün kurduğu partiden kovulmuştur.
Okuyan, parti değiştirmekle zaten seçmen tabanını yitiren bir politikacıydı.
Benim tanıdığım, çokça parti değiştiren siyasetçilerden biri de Işılay Saygın’dır. Işılay Hanım’ın gençlik yıllarında MHP’li olduğu bilinir. Siyasete Adalet Partisi’nde 1973 seçimlerinde Buca Belediye Başkan adayı sıfatıyla başlamış, 12 Eylül’de bu parti kapatılınca MDP’ye girmiştir. Bu partiden milletvekili seçilen Saygın, önce DYP, daha sonra ANAP saflarında politika yapmış, ancak her parti değişiminde; Buca’daki kurmaylarını toplayarak onların görüşlerini ve iznini almıştır.
Parti değiştirmek, memnuniyetsizliğin ya da rahatsızlığın sonucu ise amenna. Nemalanmanın sonucuysa “Nayır!”
Dilimizde tüy bitti ama…
Evet; dilimizde tüy bitti. Her yıl bu günlerde bir yerimizden dürtülüyoruz, Fuar’ı konuşuyor, yazıyoruz. “Nerede o eski fuarlar?” diye de bir nağme patlatıyoruz.
Bir güç gelse de eski Fuarları “Hadi senin istediğin gibi yapalım” dese Zeki Müren’i nereden bulacak, Nejat Uygur’u, Kübana’yı, Mogambo’yu, Lunaparkı, efsane fil Bahadır’ı, Amerikan, Sovyetler Birliği, Çin, Japonya pavyonlarını nasıl geri getirecek?
“Nerede o eski fuarlar?” aslında absürt bir beklentidir.
Bizim asıl beklentimiz, Fuar’a bu fotoğraftaki İzmirliler gibi Fuar cazibesi yaratacak yeni bir modelin oluşmasıdır. Elbette Lunapark gibi, Akasyalar, Ekici Över gibi bahçelerin açılmasını kimse beklemez. Ama Mogambo, Göl Gazinosu, Ada Gazinosu, Kübana, bizim kuşağın “Nerede ah bunlar?” diyebileceği mekanlardır ve günün ihtiyaçlarına uygun tarzda bir revize işlemi, elbette geçmişin anılarını yok saymadan ortaya koymak bizim kuşağın beklentisidir.
Cemil Tugay Başkan’ın bu konudaki hassasiyetini sezer gibiyim.
İşgal cenneti
Bu ülkede devlet, vatandaşın mülkiyet hakkını gereği gibi korumuyor.
Hal böyle olunca kurnaz tipler, meydanı boş bulup istedikleri yeri işgal ediyorlar. Başkasının arazisine fabrika, depo kuranlar var.
Avukatlar, işgal davasını en bahtsız dava grubunda saydıklarından devreye girmiyorlar.
Bir de şöyle bir saçma kanunumuz var:
Sahibi ister devlet, ister vatandaş olsun bir yeri aralıksız 20 yıl işgal edenler, burayı tapuya kaydettirebiliyorlar.
Vicdanların kabul etmediğini devlet hak diye hükmetmiş. Ne diyelim?