İnsan nereye giderse gitsin, evini özlüyor. Göztepe'ninki de işte o misal. Deplasmanda alınan üst üste iki mağlubiyet sonrası yine Gürsel Aksel Stadı'na döndü. Özlediği taraftarı önünde Gençlerbirliği'ni konuk eden Sarı-Kırmızılılar, kendine geldi.
Rakip ne kadar inişli çıkışlı bir grafik sergilese de ne yapacağı belli olmayan takımlardandı. Göz - Göz, her zamanki gibi baskılı başladı. Zaten maça öyle hızlı girdi mi devamı geliyor. Yeter ki Göztepe, kendi oyununu sergilesin. Genelde olduğu gibi arka taraf iyi ama ön taraf yine pozisyon üretmekte zorlanan bir görüntü vardı sahada. Juan Silva hızlı geliyor, hızlı getiriyor. Ama bir yerden sonra tıkanıyor. Janderson da onun başka bir benzeri. O da top getirmeye çalışıyor, çalım atıyor ama sonuç yok. Hal böyle olunca golü atanı bulmak zorlaşıyor. Neyse ki, Juan Silva zorlayıp zorlayıp bir tane denk getirdi. Kolay olanı yapamayıp o boyu ile rakip oyuncusunun üzerinden kafayla gol attı.
İlk yarı biterken gelen bu gol Göztepe'yi rahatlattı. Fakat ikinci yarı yine aynı senaryo sergilendi. Hal böyle olunca golü atmak duran toplardan defans oyuncularına kalıyor. Onu da denk getirirsen ne ala. Farkı açamayınca tüm stat strese giriyor. Neyse ki, Lis bu aralar çok formda. Kritik pozisyonlarda sahneye çıkan tecrübeli kaleci, rakibe geçit vermedi. Hele ki yakın pozisyondan çıkardığı bir top yürekleri ağıza getirdi. Belki her hafta aynı şeyi taraftarlar gibi ben de tekrar ediyorum. Göztepe'nin alternatif oyunculara ihtiyacı var. Maçın seyrini değiştirecek mevcut isim yok.
Milli Takım’dan sonra yedeğe düşen Olaitan'ın durumu hepimizi şaşırttı. Takımın en iyisi durumundaki bu futbolcu kendini toparlayamadı. Maça girdikten sonra kimseye pas vermeden sürekli kendine oynaması şimşekleri üzerine çekti. Hatta Stoilov Hoca, yıldırım gibi tepesine düştü. En kısa zamanda kendine gelip takıma katkı vermesi gerekiyor.
Böylesine ufak tefek çalkantılıların olduğu bir maçı Göztepe tek golle de olsa kazanıp kendine geldi. Alınan galibiyet Avrupa yolunda ilerlemek adına üç puandan fazlasıydı.