Türkiye ekonomisi iyiye gidiyor diyor sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek. Ama ortada bir gerçek var! Son günlerde birçok kesimde işler durmuş, birçok şirket konkordato ilan etmiş veya edecek.
Bu durumu gören İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir önerge vermiş. Tekstil ve Hazır Giyim sektörü zor günler geçiriyor. Evet, Şenol hanım haklı, 2025 yılının ilk yarısında 300 giyim şirketi konkordato ilan etmiş. Tabiî ki, bunun yanında bu şirketlere iş yapan birçok işletme de iflas etmekte. Her bir firmanın en az 10 alt firmaya iş verdiğini düşünürsek bu rakam Türkiye genelinde 3 binin üstünde firmanın durumdan etkilenmesine, hatta onların da iflas etmesine neden olabilir. Burada çalışan kesim ve işçiyi de düşünerek bu rakamın ürkütücülüğünü düşünün bir de.
İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat, 2023’ten itibaren uygulanan Orta Vadeli Program (OVP), makroekonomik istikrarı sağlama amacı taşımakla birlikte, ihracat ve istihdam bakımından Türkiye ekonomisinin temel direklerinden olan tekstil, hazır giyim, halı, ev tekstil sektöründe ciddi daralmaya yol açmaktadır. 2024 yılında bu dört sektörün toplam ihracatı 31.8 milyar dolar seviyesindeyken istihdam ve ihracatta düşüş, şirket kapanmaları ve kapasite azalmalarına dikkat çekmiş.
Bu durum karşısında ne önlemler alındığını sorarak TBMM’de hükümete soru önergesi veriyor. Bu durum sadece tekstil sektöründe değil birçok işletmede var!
İzmir, tekstilde ve gelinlik sektöründe çok iyi durumda idi ama birçok gelinlikçi işletme kapatmanın yanında dükkan da kapatıyor, ihracat yapanlar dahil.
Hükümetimiz bu duruma karşı hiçbir önlem almıyor mu? Meclis de tatile girdi, 1 Ekim’de açılacak. Bu durumda soru önergeleri hasıraltı mı olacak?
Küçük esnaf zorda, eski işleri yok. Asgari ücretli ve emekli hayatından birçok şey eksiltmiş, istediği gibi alışveriş yapamıyor, bu da piyasaya olumsuz etki yapmakta.
**
Turizmde benzer bir durum var. 2025 yılında kötü bir turizm sezonu yaşıyoruz. Otellerin çok pahalı olması, sahil kesimindeki restoran türü işletmelerin fiyatlarının yüksek olması bu sektörü de baltaladı. Nedeni ise enflasyon rakamlarının yüksek oluşu ve baskılanan kur olarak görülmekte.
Avrupa’dan gelen yabancılar ve Almancı dediğimiz turist, yüksek fiyat karşısında şoke olmuş durumda.
Yerli turist ise Avrupa ucuz diye Avrupa’ya gitmeye başladı, yurt dışı vizesi ve yeşil pasaportu olanlar.
Yunan adaları bu sene yerli (Türk) turistle doldu. Nedeni ise basit; 7 sene önce gittiğim Sakız Adası’nda otel fiyatları hala aynı! Restoranlarda neredeyse çok ufak artışlar var bizde yedi senedeki artışa bakacak olursak yüzde 500’ü geçiyor.
Onun için Yunan adalarına açılan sahillerdeki gümrük kapılarında kuyruk var.
Çeşme’de bir otelin bir gecelik konaklaması 20 bin lira. Buna kahvaltı dahil. Restoranda yemek yedin, bunun da iki kişilik en az ortalama fiyatı 5 bin lira. Ayrıca otelin plajı yoksa özel plaja gidersen bunun fiyatı da 10 bin liraya kadar çıkıyor.
Şimdi, Sakız Adası’ndaki fiyatlara bakalım: Burada iki kişilik otel en pahalısı 10 bin Türk Lirası karşılığına denk geliyor. İki kişi olarak pansiyon fiyatları ise 20-25 Euro gibi, kahvaltı içinde. Restoranda ise fiyat iki kişi balık ürünleri dahil, 10-15 Euro civarında, içki dahil fiyat sunuluyor. Bu durumu Türkiye ile mukayese edin.
Ekonomimiz niye böyle diyebilirsiniz.
Birçok otelimiz satılık veya kapanma tehlikesi içinde. Hele Kartalkaya’daki yangından sonra denetlenen birçok otelin, yangına karşı önlemleri yetersiz. Bu da Avrupa basınında günün konusu oldu.
**
Enflasyon düşüyor diyoruz ama yakıta gelen zamlar birçok ürünü etkiledi. Nakliye ücretlerine yansıyan bu zam nedeniyle pazarda yaz olmasına rağmen meyve fiyatları el yakmakta. Halkımız meyve olarak karpuzu bile yiyemiyor. Emekliye yapılan zamla emekli için pazar alışverişi de hayal oldu.
**
İşte Türkiye’nin hali bu. Bir de orman yangınları sahil kesimini de etkiledi. Valilere göre elektrik kaçaklarından ormanlarımız yanmış!
Ayrıca terörsüz Türkiye süreci var ama Meclis’te bu açılım için komisyon kurulacak. Birçok parti üye veriyor bu komisyona fakat İYİ Parti üye vermiyor. Peki bu açılım için kurulacak komisyon Türkiye Büyük Millet Meclisi kapalı iken 1 Ekim’e kadar nasıl çalışacak? Bu da merak konusu.
Türkiye’de her şey ortada, önemli şey çok ama her şeyin akıbeti soru işareti?