Türkiye ekonomisi faiz ve enflasyon sarmalından çıkış arıyor. Son yıllarda yüksek enflasyonla mücadele ederken, dezenflasyon sürecinde önemli adımlar attı. 2025 Eylül ayı enflasyon verileri, bu mücadelenin hem ilerlemelerini hem de zorluklarını gözler önüne serdi. % 30’lara inmek kolay da buradan sonrası hep bir gözü yukarılarda bir enflasyona işaret ediyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, eylül ayında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık bazda % 3,23 arttı. Bu oran, ekonomistlerin % 2,5'lik beklentisinin üzerinde gerçekleşti ve ağustos ayındaki yüzde 2,04'lük artışın da üstüne çıktı. Bu durum enflasyonun yukarıya çıkmak için bile hala bir hareket beklediğini gösteriyor.

Yıllık enflasyon ise % 33,29'a yükselerek, 16 ay aradan sonra ilk kez artış gösterdi. Bu yükselişte, gıda ve alkolsüz içecekler % 8,60, konut % 7,85 ve ulaşım % 4,15'lik katkı paylarıyla öne çıktı. Özellikle işlenmemiş gıdalar ve kira zamları (% 8,36), mevsimsel faktörler ve tedarik zinciri sorunlarıyla tetiklendi. Nisan ayı sel ve dolu etkisi ile uzun süren yaz sıcakları, ürünlerde verimi düşürdü. Fiyatlar beklenen ölçüde düşmedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de bu verileri değerlendirirken, gıda fiyatlarındaki dalgalanmayı ana etken olarak işaret etti. Sıkı para politikasının şart olduğunu vurguladı. 2025 yılı genelinde enflasyon, yılbaşından itibaren dalgalı bir seyir izledi. ocak-haziran döneminde aylık ortalamalar yüzde 2-3 bandında seyrederken, yaz aylarında hafif gerileme gözlendi. Ancak eylül'deki sıçrama, yıllık kümülatif enflasyonu % 33,29'a taşıdı. Merkez Bankası (TCMB), yılsonu enflasyon tahminini şubat ayında % 21'den % 24'e revize etmişti; piyasa katılımcılarının eylül anketine göre ise bu oran % 29,69 civarında bekleniyor.

Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) gibi alternatif kaynaklar ise TÜİK'in rakamlarının üstünde bir veri açıkladı. Eylül'de % 3,79 aylık, % 62,23 yıllık bir rakam açıklandı.

TCMB Başkanı Fatih Karahan ise "para politikasının ötesindeki unsurlara" dikkat çekti: Küresel enerji fiyatları, jeopolitik riskler ve iç talep baskısı.

Yılsonuna doğru, faiz indirimlerinin sınırlı tutulması ve mali disiplinle enflasyonun % 30’dan % 20’ler bandına çekilmesi hedefleniyor. Bu ekonomik tabloyu şekillendiren ana belge ise Eylül 2024'te Resmi Gazete'de yayımlanan Orta Vadeli Program (OVP) 2025-2027.

Program, makroekonomik istikrarı merkeze alarak enflasyonu tek haneye indirmeyi amaçlıyor. Programın güçlü yönleri arasında yeşil ve dijital dönüşüm yatırımları ile AR-GE teşvikleri var. Ancak ekonomistler, enflasyon hedeflerinin iyimser olduğunu, küresel belirsizliklerin (FED politikaları, petrol fiyatları) risk yarattığını belirtiyor.

OVP, sürdürülebilir büyüme için bürokrasiyi azaltma ve yatırım ortamını iyileştirme vaatleri taşıyor. Sonuç olarak, Eylül 2025 enflasyonu (% 3,23 aylık, % 33,29 yıllık) dezanflasyon sürecinde bir engebeyi işaret etse de, OVP'nin disiplinli çerçevesi umut veriyor. Yıllık enflasyonun TCMB'nin hedefleri ile uyumlu % 30 altında kapanması, 2026'ya güçlü bir geçiş sağlayabilir. Ancak başarı, gıda enflasyonunun kontrolü ve küresel şoklara dirençte yatıyor. Türkiye, bu programla tek haneli enflasyona doğru emin adımlar atabilir – yeter ki politika tutarlılığı korunsun.