Tam anlamıyla olmasa da “Kentsel dönüşüm” diye bir olgu yaşıyoruz.
İnşaat sektörü, her zamankinden daha hareketli.
Artık tek katlı, iki katli binalar değil, devasa apartmanlar yapılıyor.
Bunları eskiden belediyeler denetliyordu, şimdi özel şirketler bu işi yapıyor.

İnşaat Mühendisi Levent Bendeş’le bir TV programına katılmıştık. Bendeş, o programda bunun sağlıklı bir şey olmadığını söyledi. Ayrıca “şantiye şefi” görevlendirmesinde de gözden kaçan hatalar olduğuna değinerek şöyle konuştu:
“Şantiye şefi, inşaatın her anında orada olması gereken biri. Demir döşenmesi, beton dökülmesi, onun kontrolünde olacak. Ama ne oluyor? Bir şantiye şefi, değişik ilçelerde üç-beş inşaatın da işini üstleniyor. Depremin hasar vermesindeki en önemli etkenlerden biri de budur. Kontrolsüzlük, kalitesiz işçiliği ört bas ederek acı tablolar oluşturuyor.”
Bu sürecin sonunda ne oluyor? İnşaat sahipleri, şüphe duydukları konuyu Mimarlar Odası’na iletiyor. Onlar da gelip inceliyor, gerçek ortaya çıkıyor. Türkiye’de son Güneydoğu Anadolu depremi dahil bütün depremlerde bu tablo yaşanmıştır, bilesiniz.
DEM’in bekleyişi
İzmir’de şu ana kadar 8 siyasi parti İzmir Büyükşehir Belediyesi için aday gösterme kararı aldı.
CHP Cemil Tugay, AK Parti Hamza Dağ, İYİ Parti Prof.Dr. Ümit Özlale, Vatan Partisi Serhan Bolluk, Zafer partisi Naşit Birgüvi, Saadet Partisi Mustafa Erduran, Yeniden Refah Partisi Cemal Arıkan, Memleket Partisi Cüneyt Oğuz’la yarışa katılacak.
Bu listeye yeni adı DEM olan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi-HEDEP’in eklenip eklenmeyeceği ise bilinmiyor. Ama hangi AK Partili ile konuşsam, “DEM seçime katılır” diye konuşuyor.
Aslında DEM, İzmir’de seçimin belirleyici partisi. Dengeler onun kontrolünde. Ya pazarlık yapacak, meclislere girecek, ya da seçimi kazanmasa da aday çıkarıp dengelerle oynayacak.
Bazı belediyelerde CHP ile DEM’in masaya oturup pazarlığı başlattığı bile söyleniyor. CHP’nin iddialı bazı adayları, bu konuda DEM’e bir hayli kontenjan tanımış durumda.
Yani şu anda İzmir Büyükşehir’de ve bazı ilçelerde mevcut tablo ile sonuçları tahmin etmek o kadar kolay değil. DEM’in kararı bu tahminde kolaylaştırıcı bir etken olacak gibi görünüyor.
Apartta bekleyenler
Sayıları o kadar çok ki…
Onların; seçimi kimin kazanacağıyla ilgileri yok.
Onlar, seçimi kim kazanırsa kazansın, hemen makamına koşup bir yakınını işe aldırmanın peşinde.
Seçim gününü iple çekiyorlar. “Ertesi gün belediyedeyim” diyorlar.
Çünkü pek çok aday onlara böyle sözler de veriyor.
Belediyeler istihdam kapısı olmaktan kurtulmadıkça bu tablo hep yaşanacak.
Türkiye’nin, çok hatırlı bir dostunun; yakınını işe almak için başvurduğu Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’un “Ben halefimin işine karışamam. Onu zorda bırakacak bir iş yapamam” diyebilen belediye başkanlarına öyle ihtiyacı var ki..
İBRAHİM ORMANCI
Yurtta barış, dünyada barış ama her şeyden önce kendinle barış!
***
Bir berber bir berbere '' Gel benim Muhtar Azam ol'' demiş!
***
Sana gitme demeyeceğim Lavinya. Ama önce bir çay demle!
***
Alper Gezeravcı bile uzaydan geldi. Sen komşu gezmesinden gelemedin karıcığım!
***
Beim için ''Bir baltaya sap olamaz diyordunuz.'' Baltalara sap yaparak hayatımı kazanıyorum naber?