Faiz konusunda ne yapılsa bir gayr-ı memnun kitle var. Merkez de şaşkın: Arttırdı, tepkiler var; indirdi tepkiler… Hanımefendiler, beyefendiler; faizler % 50’ye dayanmış, enflasyon da % 35 ise burada bir sürpriz ancak 1500 bps ile olur. Hâlâ bir reel faiz bonkörlüğü yaşanırken “250 bps beklenirken 300 bps oldu, sürpriz!..” demek biraz ekonomiyi de düdüklü tencerenin altı açıkken ve tıslama sesi gelirken “gelmekte olanın görülmemesi” gibi olmuş.

Piyasalar, TCMB’nin 24 Temmuz 2025’te yaptığı 300 baz puanlık indirimini, “sürpriz ama ölçülü” bir hamle olarak algıladı. Beklentiler 250 baz puan civarında idi (Bloomberg ve Reuters anketleri). Merkez Bankacılığında bu tür sürprizler olmasında sorun yoktur. Sonuçta yaptığı uygulamanın hesabını TCMB verecektir. Anketler kanaatleri içermekle birlikte reel politikalar uygulamalarla ortaya çıkmaktadır.

İlk tepkinin döviz cephesinden gelmesi normaldir. Onun da kalıcı ve afaki tepki vermesi beklenmez. Öyle sert bir sıçrama da olmadı. Bunda reel faizin pozitif seyri etkilidir. TCMB için hala daha net % 8’lik bir reel faiz alanı mevcuttur.

BIST100 için ve endeks bazında bakıldığında faiz indirimlerinin önceden fiyatlandığı söylenebilir. Piyasalar, ihtiyatlı iyimserlik tutumunu korumaktadır. Bunda TCMB’nin 173 milyar dolar olarak açıklanan rezervlerinin de etkisi büyüktür. Bankacılık sektörü büyüme mesajını algılamış görünüyor. Sanayi endeksi zaten yükselme eğiliminde idi. Borsadaki sanayi ve tüketim hisseleri de bu indirimi olumlu karşılamış görünüyor.

Döviz sepeti ve gram altın fiyatları yatay seyretti. Piyasa, indirimi panik ile karşılamadı. Bir kısım piyasa analistleri ve uzmanlarının “Benim göremeyip de Merkez’in gördüğü nedir?” türünden garipseme yaklaşımlarına, piyasanın yaşadığı yüksek faiz gerilimi ile cevaplamak gerek. Piyasalar tıkanıyor.

Faiz de enflasyon için bir maliyet unsurudur. Yüksek faiz üreticiye ek bir yük daha getirmektedir. İş dünyası ve reel sektör, faiz indirimini büyümeyi canlandırmak için olumlu buldu. Düşük faiz bu anlamda, kredi maliyetlerini azaltarak yatırımları ve tüketimi destekleyebilir.

Ancak bir başka riski de söylemeden geçmeyelim: Enflasyon Riski. % 35,05’lik enflasyon ve hane halkının % 59,2’lik enflasyon beklentisi devam ederken bu faiz indirimi “erken gevşeme” riski taşımaktadır.

Bu arada Goldman Sachs gibi kuruluşların 350 baz puanlık indirim tahmini de tutmadı. Bu da piyasada agresif adımlara karşı temkinli bir duruş olduğunun göstergesi olarak söylenebilir.

Piyasaların nabzı bakımından TCMB’nin 300 baz puanlık indirimi X ahalisi tarafından da genel olarak “sürpriz ama temkinli” bir hamle olarak algılandı. Ama her zamanki siyasi yorumları bir kenara bırakırsak, “enflasyon uçar, kur zıplar mı endişesine” TCMB’nin mesajı, “enflasyon tamam, onu unutmadık ama ekonomiyi de canlandırmak gerek” yaklaşımı ile karşılık bulmuş görünüyor. Bu faiz büyümeye engel!..